20 Nisan 2024

KÖSENİN SAKALI

  • PDF
   Benzer siyasi görüşleri paylaşan kişilerin bir ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak üzere kurdukları örgütlere siyasi parti denir. Ülkemizde partilerin kuruluş evrakları iç işleri bakanlığına verilir ve sonra tüzel kişilik kazanırlar.
 
   Demokratik siyasî hayatın vazgeçilmezi olan partiler Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı olarak çalışırlar der yasalarımız.! Vatandaşlar siyasî parti kurma hakkına sahiptirler ve Anayasa ve kanunlar çerçevesinde, önceden izin almaksızın serbestçe kurulurlar ve anayasal güvence altındadırlar.
 
   Siyasi partilerin kapatılması ise bir başka parti liderinin isteğiyle değil, yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince karara bağlanır ve adil bir yargılama sonunda kusurlu olanlar da sonucuna katlanır.
 
   Ancak mevcudiyetini sürdürse bile seçmenden destek görmeyenler ise kapatılmasa bile tabelalardan inip sandığa giremez. Partiler, halkın oylarıyla yerel ve genel yönetimlerde söz sahibi olduğuna göre ötekileştirmek, demagoji yaparak yıpratmak, çalışmalarında zorluk çıkarmak ya da kısmen engellemek halkın iradesine karşı çıkmaktan başka bir şey değildir. Özellikle iktidarın ellerindeki yönetimsel gücü muhalefet partileri üzerinde baskı ve korku aracı haline getirmesi demokrasilerden nasiplenemeyen üçüncü dünya ülkelerinde çokça görülen bir durumdur.
 
   Ülkemizde 24 Haziran 2018 seçimlerinde; AKP, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti parlamentoda temsil hakkı kazanmışlardır.
 
   12-13 milyon civarında vatandaşımız kürt nüfus olarak anılır ve HDP’yi de çoğunlukla bu vatandaşlarımız tercih eder. Buraya kadar gayet normal bir durum. Anormal olan bu parti iktidar ile işbirliği yapmayıp, muhalefet yaptıkça ötekileştirilir ne teröristliği ne bölücülüğü kalır. Yerelde aldıkları seçimleri kayyuma verirler. Altılı masanın yedinci ayağı derler.! Neredeyse selam alıp vereni bile suçlu ilan ederler.!
 
   Ancak iktidarla beraber politika yapması durumunda hiç bir olumsuzluğu olmadığı gibi ilişkilendirdikleri terörist başı için “Öcalan, dünyanın geleceğini iyi okuyup Kürtlerin, PKK’nın, kendi tabanının önüne yeni bir hedef koymuştur” diyecek kadar methiye düzenleyenleri mi? “Öcalan Ortadoğu'da Türkiye’nin önünü açıyor” diyen AKP’lileri mi soruyorsunuz.?
 
   İşleri düşünce “yasal bu partiler tabiki görüşürüz” diyenlerden her zaman bu davranışları beklemek doğru olduğu gibi demokrasinin gelişmesine ve iç barışa da büyük katkılar sağlar.
 
   Geçen gün içlerinde Adalet Bakanınında bulunduğu AKP yetkilileri “Anayasa teklifi” gündemiyle HDP’yi ziyaret etti. Bu ziyarette aslında şaşılacak bir durum yoktur. Partiler ülke sorunlarında görüş alışverişinde bulunmak için bir araya gelmelidirler. Ancak AKP’lilerin bu güne kadar takındıkları “en büyük benim, ben ne dersem o olur” dercesine takındıkları yanlış olgular konuyu gündeme getirdi.
 
  Partilerin uzlaşmazlığı ülke yönetimine yansıyarak gelecekte giderilmesi zor olan sonuçlar doğurur. Hepsi bir biriyle görüşmeli ve sürekli diyalog içinde olumalıdırlar. Ancak muktedir partinin yöneticileri bizimle iyi geçinmeyenler Anayasa Mahkemesi kapılarından gelemez tutumu içindeler. Bana biat edersen iyi, etmezsen teröristsin. Öyle ucuz politika olmaz ki.
 
   Ey oy sen nelere kadirsin. Altılı masanın altında bekliyor ve masanın yedinci ayakları dediklerinin ayağına gitmek nasıl oluyor.?
 
   Hızlı tren ihalesi için 5 milyon dolar rüşvet aldınız mı? sorusuna”Siz hızlı treni durduramayacaksınız. TOGG’u da durduramayacaksınız” yanıtını verenlerin ve “20 yıldır bu ülkede hiç ama hiç kimse beni enflasyonun altında ezdirdiler” diyemez ifadesini kullanan bakanların yönettiği ülkede her şey olur.
 
   Hatasını ve yanlışlığını kabullenmeyip, kötü giden işlerin suçlarının muhalefete yüklendiği yerde deve nallanırken;
 
   Kösenin sakalı bile çıkar.!
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde