28 Mart 2024

ÇOCUKLARA MEKTUP

  • PDF

      Geleceğimiz, güvencemiz, canımız, ışık ve neşe saçan masum yüzler ile günahsız yavrularımız; Haberiniz var mı ? Bu hafta sizin bayramınız. Size bayramın heyecanını yaşatamadık ve 23 Nisanın ne kadar önemli bir gün olduğunu öğretemedik. Kaldı ki bu önemli günleri bilinçli bir şekilde karartmaya çalışarak başka kutlu haftalar yarattık.!

      Bayram da nereden çıktı diye şaşırıyorsunuz değil mi? 23 Nisan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından bütün dünya çocuklarına armağan edilmiş tek bayramdır.

       Bizim bayramlarımız ile sizinkiler arasında aleyhinize çok şey değişti.

       Şöyle ki: Büyüklerimizden tertemiz aldığımız çevreyi size kirleterek maden ve rant uğruna alt üst ederek yaşamda nefes alamayacağınız hale getirdik.

       Gözümüzü bürüyen cehalet hırsı yüzünden yanan ormanlara fidan dikmeyip imar izni verdik, bu da yetmedi oyun alanlarınıza ve parklarınıza da aynı tarifeyi uyguladık. Denizi şeytan gibi taşlayıp kıyı kıyı doldururken yaşam alanları yarattığımızı sandık. Ekosistemi hiçe sayarak define aramak için resmi izinle kurttuğumuz on iki bin yıllık gölü, kar suyuyla doldurmaya bile çalıştık. Yine de bu ayıp bize yeter diye utanmadık.!

        Şırıl şırıl akan derelere HES’ler aracılığıyla kilit vurarak suyunuzu kestik, kesemediğimizi de kirlettik. Sanki doğa sadece bize aitmiş gibi davranarak diğer canlılara da kast ettik. Hakkınız olan temiz suyu bile size çok gördük.

       Beslenmede kolaylığa kaçarak hazır ve dondurulmuş gıdalara alıştırdık. Anadolunun tarhana çorbaları ile yöresel yemekleri yerine fast foodları ve dolayısıyla beslenmeyi değil, doymayı öğrettik. Bizim çocukluğumuzda sadece göbeğini yediğimiz karpuzda sizi dilimine mecbur ettik. Kimimiz pazar yerlerinde atılmış sebze meyve toplarken, kimimiz sanatı toplum yerine cebi için yapanlara kuş sütlü iftar yemekleri verdik. Önceden tarımda kendi kendine yetinen az sayıdaki ülkelerden biriyken, ithal ürünlerin at koşturduğu piyasalar yarattık.

       Sorgulayan, araştıran ve düşüncesini özgürce anlatan çağdaş nesil yetiştirmek yerine, sizi ne olduğu bilinemeyen yurtlara ve onların paralel okullarına teslim ettik. Dilim varmıyor ama oralarda kiminizin ahlaksızca uğradığı tacizlere engel olamadık.

       Sağlıklı yaşamanızı dişlerinizi fırçalayın, ellerinizi sabunlayından öteye taşıyamadık. Sağlığı öyle bir özelleştirdik ki her şeyde olduğu gibi politikasızlık yüzünden kamuda doktor bırakmayarak özel hastanelere mecbur ettik. O da yetmedi sınır ötelerine gidenlere de “giden gitsin” derken doktor ve çöp ithaline başladık. Doğrusu parası olan yaşar, olmayan başının çaresine bakar dönemine geldik.

       “At ile it izi karıştı” diyorlar, ne atın nal numarasını ne de itin diş sayısını biliyoruz. Bozuk ekonomiden dolayı yüzünüze bakacak zamanı yaratamayıp, sevgi saçan bakışlar yerine asık suratlı olduk. “Mayıs Nisandan iyi olacak” diye kandırıldıktan sonra, gözleri ışık kendisinin enerji saçtığını söyleyenleri komedi sanatçısı yerine ekonominin patronu yaptık. Pahalılığın küresel ve mevsimsel olduğu söylemleriyle uzun kuyruklar yarattık. Bir kısmımız pazar yerlerinde ezik, çürük sebze meyve toplarken, biz sanatı toplum yerine cebi için yapanlara kuş sütlü iftar yemekleri verdik.

       Sizi bayramlarda başbakan, bakan, vali vs. yaptık. Ancak işsiz öğretmenlerin canına kıymasını önleyemedik. Referansı olmayanları mülakatlarda eledik. Bilgi gücü yerine, arkası güçlüyü tercih ederken liyakati yok ettik.

       En beteri de  düzgün ahlakı yitirdik. “Bal tutan parmağını yalar” ile “Devlet malı deniz, yemeyen domuz” sözlerini içselleştirerek çaldık, çırptık ve sonunda dibimize kadar yolsuzluğa bulaşmış bir şekilde cahil akıllara dürüst gibi görünerek demagoji ektik.! Onun hasadını da yıllarca yedik ve devam da ediyoruz.!

       “Susun, küçükler büyüklerin yanında konuşmaz” diye diye sesinizi kısıp düşüncelerinizi köreltirken, baskı altına almayı saygı kabul ettik. Bizden çok alacağınız var. Herkesi çocuk diye sevgi ve şefkatle kucaklayıp hitap eden Atatürk’ten istemeye yüzümüz yok siz bari hakkınızı helal eder misiniz.?

       Size sadece umut bıraktık, yanı sıra bir de nasihat. Sakın umudunuzu yitirmeyin.

       Utanmayı unutanlar adına da sizden özür diler, bayramınızı kutlarım.

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde