20 Nisan 2024

PASLI KİLİTLER

  • PDF

      AKP’nin ağır iş insanlarından ve MKYK eski üyesi Ethem Sancak “Amerikanın desteği sayesinde iktidar olduk” dedi ve disiplin kuruluna verilince popülerliği toplumda, kazandıkları kendisinde kalarak partisinden istifa edince sürekli dış güç ve beka çığırtkanlıkları yapanlar kendilerini deşifre etmiş oldu.

     Etem Sancak denilince akla, Erdoğan’a olan sevgisini “Anam, babam, çocuklarım sana feda olsun” söylemi ve BMC  ile Adapazarı Tank Palet Fabrikası gelir.! Ne zaman kaça kapattığının ve bunlara sahip olurken devlet bankalarından aldığı kredilerin hiç önemi yok.! Aslolan önemli bir yandaş olarak kelepire de alabilmesidir. Tank yerine TOMA ve başka şeyler üretti. Sonra birini başkasına sattı, diğerini Katar’la ortaklaştı. Nasıl olsa bunlar batan geminin mallarıydı.

     “Erdoğan’a destek olmak için gazete ve televizyon patronu” olduğunu itiraf eden Sancak, Sadi Şirazi’nin Doğru söyleyip zincire vurulmak, yalan söyleyerek zincirden kurtulmaktan  iyidir” deyişini mi anımsadı.? Yoksa baktı ki rüzgarın yönü değişiyor, taç giyen baş akıllanır düşüncesiyle haydi bana eyvallah mı dedi?

      Bu çıkışlar bitik sevdayla zayıflayan siyasetten uzaklaşma ve kabul görürse yeni güç odaklarına ilanı aşk hazırlıkları olabilir mi?

      Ana muhalefet partisi başkanı sıfatıyla kamu kurumlarından randevu isteyen ve sadece bu isteği Merkez Bankasınca kabul gören Kılıçdaroğlu’na, TÜİK ve Milli Eğitim Bakanlığından sonra Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü de kapılarını açmadı. Burası, kırmızı ete yaptıkları yüzde 48 zamı “uzun kuyruklara” bağlayan ve akabinde görevinden alınan genel müdürün kurumudur.! Yöneticiliğimiz döneminde büyüklerimizin bize “kurum; müdürü kadar kurumdur” deyişinin önemini bir daha önemseyerek ve anımsayarak, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürünün  liyakatsizliğini ve acizliğini öğrendik.

       Bu kurumların, bırakın bir parti başkanını, vekilleri bile kapıda karşılayıp bilgilendirmeleri gerekir. Kısaca;

      -Seçilmişlere kapılarını kapatmak, seçmen iradesine saygısızlıktır.

      -Kilit kapılara değil, demokrasi anlayışına vurulmuştur.

        Kilit vurulan kurum kapıları olmayıp devlet kapıları olduğundan, ülke yarı açık cezaevine çevrilmiş ve:

       -TÜİK nezdinde doğru ve şeffalığa,

       -MEB’lığında çağdaş eğitime,

       -Tarım Bakanlığında ise çiftçiye kilit vurulmuştur.

        Acaba Sancak, tank üretemediğine göre TOMA’ların yanısıra kilit ve zincir mi üretti?

      “Gitmek isteyeni kırk düğüm halatla bağlasan, tutamazsın” diye bir söz vardır. Halatlar ve zincirler bir gün sahibini de bağlar.! Kilitler paslanmaya başlayınca biraz yağlanır. Sonra o da fayda etmez ve değiştirilir. Artık yağ da fayda etmediğine göre son kullanım tarihi yaklaşmış ve değişim istemektedir.

       Gorki’nin “İnsanlar türlü türlüdür. Kiminin ayağındaki zincir, ruhunu özgür kılar, kiminin ruhu zincirlenmiştir. Bunu iyi anlamak lazım” ifadesini önemsemeyenler ısrarla kilitli kapılar arkasına saklanmakta ve anahtarı elinde tutanlardan güç almaktadırlar.!

       Fındık üreticisini korumak ve pahalılığı anlatmak için  “Sustu benim dillerim kilit vurdun heceme” mısralarına karşı çıkan vekillerin bile ihraç edildiği ülkede, kapı kilitlemeyi öğrenene kadar yönetimi öğrenseydiniz de kayıp yirmi yılı yaşamasaydık.

       Kapılara kilit vurabilirsiniz ama gerçeklere asla.

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde