19 Nisan 2024

MART KARI YAĞIYOR!

  • PDF

      Yarısı yaz yarısı kış diye anılan ve baharın gelişini müjdeleyen uyanışın adıdır Mart. İlkbahar ekinoksu olarak gece ve gündüzü  21’ininde eşitler.Yani kimse karışmasa eşitlikçidir. Mart Dokuzu, Gün Dönümü, Yılsırtı, Yumurta Bayramı gibi adlarla anılarak Nevruz’un başlangıcı da olarak da 21 Mart kabul edilir. Yeni gün anlamına gelen ve bahar bayramı olarak da bilinen Nevruz, pek çok toplum için bir yılbaşı niteliğindedir.

      Çanakkale Zaferi, İstiklal Marşının kabulü, Dünya Emekçi Kadınları Anma Günü, Tıp Bayramı, Öğretmen Okullarının kuruluşu bu ay içinde gerçekleşmiştir. Bu aydın bildiğimiz Mart var ya sonra yapacağını yapmış ve demokrasiyi kesintiye uğratarak seçmen iradesi ile ülkemizde ki çağdaş gelişmeleri ve demokrasiyi hedef alan muhtıraya da 12 Mart 1971’de ev sahipliği yapmıştır. Bu olay siyaset tarihimizin kara lekelesi olarak Mart’ta yerini almıştır.

       Önemli günler toplumun ortak değerleridir. Sevinç içinde kutlanmalıdır. Ancak bu kutlamalar çağdaş toplumlarda karşılık bulur. Bu kadar önemli olayları içinde barındıran Mart ayı için yıllardır “dert ayı” diyen insanlarımızın bildikleri bir şey olsa gerek. Belki de önceden mali yılbaşı olarak kabul edildiğinden dert ayı diye konuşulmuştur, kim bilir.?

      Ancak geri kalmış ülkeler için sadece Mart değil, bütün aylar dert ayıdır ve bunun bir nedeni ve sorumlusu vardır.

      Bu dertlerin temel nedeni cehalet, bananecilik, yobazlık vb.....  gibi toplumsal ve sosyolojik gerçeklerdir. Ülkemizdeki sorumluluğunu ise üç yıl önce 2019 Mart ayında “Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim” diyen R.Tayip Erdoğan üstlenmiştir.

      Bütün bu yanlışlar Mart karı olup sürekli dört mevsim, on iki ay yağar duruma gelmiştir. Sayın cumhurbaşkanından sorumluluklarını yerine getirerek en azından temel gereksinimlerde insanlara nefes aldıracak uygulamaları hayata geçirmesini ve hiç olmazsa hafta sonları Mart karı yağdırmamasını bekliyoruz.

       Yılın kralı olan ve genellikle beş litre olarak alınan sıvı yağlar, bir litre olarak bile alınamaz hale gelmişse, elektrik anahtarını açarken çarpılıyorsan, doğal gaz tasarrufu için bataniyeye sarılıyorsan,  akaryakıt, tohum ve gübre başta olmak üzere tarımsal girdilerin aşırı yükselmişse, “at gemi azıya aldı” gidiyor demektir. İki üç günde bir akaryakıt zamı olur mu? Halkın ne kendinin temel ihtiyacını karşılayacak ne de hazineye verecek gücünün olup olmadığını yönetenler araştırsın da sonucunu görsünler.!

      Sadece akaryakıt ve gübre gibi iki girdiden örnek verirsek, bu fıyatlarla ekin ekilip hasat yapılır mı? Yapılamayınca üretim düşük, ihtiyaç fazla olacağından dayan ithalata.! İthalata verdiğimizle üreticiyi desteklesek yerli ve milli oluruz ancak bu güne kadar gördüğümüz AKP ve MHP buna razı gelmiyor ki.

      Ekonomi verilerimiz savaşın içindeki Ukrayna’dan bile kötü durumdaysa sorumluların sorumluluklarını yerine getirmesini beklemek hakkımızdır.

      Ukrayna ve Rusya savaşı da sebep değil, yakacak ne kazma ne de kürek kaldı. Haberiniz olsun.!

      Çocukluk anılarımız ile geleceğimize yağan Mart karı erken erimek ve dona çekmemek umuduyla, ülkeme sıcaklık ve aydınlık getirsin.!

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde