VURUN ABALIYA

                  Sürekli; bir gerilim siyaseti, yerli yersiz geçmişi kötüleme, senaryo yazarak olmamış işleri olmuş gibi kamuoyu önüne sürme, gerginlik, yüksek tansiyon, bağırmalar, naralar, tehditler..... en önemlisi de sürekli ötekileştirme. İyi ki insanlarımız yönetenlerden daha çok feraset sahibide  hızlı bir kutuplaşma olmuyor.

        AKP’li yöneticiler tepeden aşağıya yüksek gerilim yaratıcı davranışlarda.! Bir gün Diyanet başkanı çıkıyor, bir gün kendini ulema sanan ve sarayın fetvacısı olarak anılan birileri çıkıyor ve  "İktidara zarar verecekse haksızlık ve doğruları söylemek caiz değil" fetvası verirken bir ilahiyatçı olarak insanları yalana teşvik ediyor. Sonra  aynı ilahiyatçıdan yeni fetva geliyor. Alevilik, sunnilik, kan bağı, evlilik, ...... gibi toplumu ayrıştıracak ne varsa ifade ediyor. Ben yazmaya utanıyorum ama söyleyenin arkası güçlü, saçmaladıkça saçmalıyor. Bir kez daha utanma duygusu olan insanlarla gurur duyuyorum.

          Kendi gibi düşünmeyenlere hak vermeyen bir olgunun içinde çırpınıp durmak, bütün olumsuzlukları hatta suçları onların üstüne atmak kadar çaresiz kalınmışsa hiç bir şey iyi gitmiyor demektir. Gezi olaylarında camide bira içilmediği tescil edilmişken halen oralardan medet ummak çaresizliğin dibe vurmuş şeklidir. 

        Bir vekilin vatandaşa küfürlü konuşması yanlış ve kınanacak bir durumdur. Kaldı ki buna benzer olay son olarak AKP’li Gürgentepe belediye başkanı tarafından sendika değiştirmeleri için bayan işçilere baskı ve tehdit olarak yapılmıştır. Bunlar asla onaylanacak davranışlar değildir. Ancak bunların siyasetini yapmak da o kadar yanlıştır. Kaldı ki bir muhalefet partisi genel başkanına yapılan provakasyon girişimi için “Bu daha bir, daha neler olacak neler. Daha dur bakalım, bunlar iyi günler” ifadesinin birinci ağızdan söylenmesi, yönetenlerin gerilim siyaseti yapmaktan başka bir şeylerinin kalmadığının göstergesidir. Bu arada yandaşlar da boş durmayıp, kimi muhalif gazetecileri dövüyor, kimi de kalemlerini CHP’nin kapatılmasına sivriltiyorlar.!

         Küfür eden ve edilen de, makam odalarında baskıya uğrayanlar da, bunlara oy verenler de, Çubuk’ta linç edilmeye çalışılanlar da bizim insanlarımızdır. O halde bu gerginliği ve ötekileştirmeyi sürekli gündemde tutmak niye.? Bunlara insanların karnı doydu haberiniz olsun!

         Siyasi çıkarlar uğruna bunları yapmak ülkeye zarar veriyor. İktidarlar gidici ama bu ülke kalıcıdır. Topluma yüklediğiniz gerilimler bırakın kitabı ansiklopedi bile olur! Onların yerine ekonominin kitabından başkaları da yazılabilir. Nasıl olsa her alanda yazılacak çok şey var.

         Ancak bizim yazılmış Nutuk gibi bir başucu kaynağımız var.

         Kaldı ki “vurun abalıya” düşüncesiyle oy çoğaltılamadığı gibi ülke de yönetilemez.!