DEMİŞLER

                      Geçtiğimiz haftayı yine siyasi sataşmalar ve çoğu söylenmemesi gereken o şunu dedi, bu bunu dedi gibi kimi gerçek, kimi toplumsal ayrıştırmayı hızlandıran kimi de saçma sapan ifadelerle geçirdik.

                       Rektörlüğe atanan Melih Bulu’ya karşı direnen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri “Terbiyesizler, aşağı bak, aşağı bak....” diye bağrılmasından sonra gözaltına alındılar. Bunu bir polis demiş. Sonraki günlerde cumhurbaşkanına mektup yazıp “Siz padişah değilsiniz, biz de tebaanız değiliz” diye Boğaziçi öğrencileri demiş.

                       Haftanın incisi olarak, “Bizim bugün en büyük sıkıntımız maalesef dünün mağdurlarının bugün mağrur olmasıdır. Dünün fakirlerinin bugün zenginlikten gözlerinin kamaşmasıdır. Dünün mücahitlerinin daha sonra müteahhit, daha sonra müşahit olduğu bir noktadayız. Burada kalsalar bile iyi. Ona bile şükredeceğiz.” ifadelerini Bülent Arınç demiş.

                       Tutuklu olan Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra’yı Boğaziçi Üniversitesi eylemleri ile ilgili olarak hedef alarak Cuma namazı sonrası “provakatörlükle” suçladı. Kim demiş? Cumhurbaşkanı Erdoğan demiş.

                       Cevaben “esefle karşılıyorum, memleketim adına üzülüyorum” ifadesini Prof. Dr Ayşe Buğra demiş.

                       “Bizi Bitirdiniz” Diyen çiftçiye “cebinde iPhone 6 var, bir de internet paketi almış” atasözünü! AKP Genel Başkan yardımcısı Mahir Ünal demiş. Çiftçi keşke bende dünün mağduru, mücahiti olsaydım  diye iç geçirmiştir.

                       Birkaç yıl önce “bir daha Kılıçdaroğlu’nun karşısına rakip olarak çıkmayacağım” dedikten sonra bugünlerde CHP yönetimine eleştiriler yönelterek “Ortada değer yoktur, emeğe saygı yoktur. Atatürk’ün emaneti kalmamıştır, ortada bir tabela vardır sadece” ifadesini Muharrem İnce demiş. Biz de kendisine siyasi mevta mezarını kendin kazdın, bize de “Allah rahmet eylesin” demenin dışında bir şey kalmamış diyoruz.

                        Kurtuluş Savaşında Kuvayı Milliyeciler için “adi eşkıya”, “kudurmuş haydutlar”, “aldanmışlar” ifadelerini kullanarak bildirileri Yunan uçaklarıyla Anadolu’nun çeşitli yerlerine atılan “İskilipli Atıf Hoca için “...........Vatanı, milleti, inancı uğruna canını feda eden Atıf Hoca’yı zulmen idam eden zihniyetin bir özür borcu vardır” ifadelerini AKP Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, devlet erkanı nın yanında demiş.

                       Sonuç olarak ben de;

                       -Arınç’a soralım, mağdurlardan ve eski mücahitlerden kaç kişi daha var zenginleşecek. Sayıyı bilelim de ekmeği askıya yeter sayıda asalım.!

                      -Çiftçiye hakkından sonra telefonu bile çok gören Mahir Ünal; İnsanlar ve uzaktan eğitim görenler Kızılderililer gibi dumanla mı iletişim kursun.?  

                      -Kıymetli bilim insanı Prof. Dr. Ayşe Buğra’dan özür dileyelim.

                      - Kuantum diyerek meydan meydan gezen Muharrem, cumhurbaşkanlığı seçiminde Yalova’dan aldığı oylara göz atıp da tahtaya öyle çıksa, Fizikçinin Matematikten de anlaması gerektiği tezini kendisiyle beraber yok etmezmiş.!

                      -Özürü  mezar başına gidenler, Türk Milletinden dilesin.

                      -Ülkemizin yarını ve güvencesi olan gençlerimizi anlayalım, geleceklerini karartmayalım, diyorum.