BAKMAK İLE GÖRMEK

            Yanlış gitmek: Yolunu şaşırmak, yanlış yere gitmek ve baştan çıkarmak, azmaktır. Doğru gitmesi gereken çoğu şeyler yanlış gidiyor. Genel ve yerel yönetimde her alanda yanlışımız doğrulardan çok fazla. Yanlışların fazlalığı adeta doğruları silindir gibi eziyor.!

            Ekonomide yanlışımızın fazlalığının sonucu olarak hayat pahalılığı uçtu gidiyor.!

            Üretmediğimiz için tüketim toplumu olarak aşırı şekilde dış bağımlılığımız arttı.

            Çiftçiye kredi vermesi gereken bankalarımız sınır ötelerinde milyar dolarlık krediler kullandırırken çiftçiyle beraber mahsulünü ve emeğini de hiçe sayıldı.

            Yabancılara tanınan imtiyazlar ile maden sahaları yüzünden ormanlarımız, tarım alanlarımız, su kaynaklarımız ve doğal hayat çevresiyle beraber yok oldu.

            Bilimden ve araştırmadan yoksun eğitim yüzünden geleceğimiz kararırken bir nesli de feda edildi.

            Düştüğümüz yanlış sevdayla KİT’leri, başımdan gitsin düşüncesiyle de sağlığı ve eğitimi özele havale ederek amacından uzaklaştırarak, parası olanın tedavisiyle eğitimine yol açıldı.

            Stratejik derinlik ve sıfır sorun gibi diplomaside yeri olmayan afaki iddialarla komşusuz kaldık.

            Bir şeye layık olmadan sahip olmak için yapılan liyakatsiz atamalar yüzünden kurumlarımız kimliğini yitirdi vb gibi genel yanlışları sıralarsak sayfalarımız yetmez.

            Yerelde ise “metal yorgunu” adıyla seçmen iradesini hiçe sayıldı. Özellikle metropolllerde müsrif üstüne müsrif yaparak “Ankapark” gibi ne idüğü belirsiz projelere yüzlerce milyon dolarlar akıtılırken dinazorlar yetim kaldı!

            İnsanlarımız bunlar olurken sürekli baktı ama görmedi veya kimileride görmek istemedi. Çünkü bakmak göz hareketi, görmek ise bir şuur faaliyetidir. Bakmak bir eylem, görmek ise fark etmek demektir! Geç te olsa doğruyla yanlış fark edilmeye başlandı.

            İlçemizde meydan projesi adıyla bir düzenleme yapıldı. Doğruluğu, yanlışlığı, betonlaşması, maliyeti .... gibi unsurları bir tarafa bırakırsak gözümüzün içine batan çevrili ve “özel mülkiyet alanıdır, girilmez” denilen bir kısım var. İşte oraya bakan değil de görenler, ülkemizdeki adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluk ile ben istediğimi yaparımı görüyor. Büyükşehir belediyesine bu girilmez alanı hak ve hukuka uygun olarak çözmek düşer. Yoksa sürecin uzaması sonucu artan maliyeti kim ödeyecek?

            Maalesef suçları gerçekleri görmek olanlar bakanlar tarafından dışlanmaktadır. Galileo gibi görenler engizisyon mahkemelerinde yargılanırken, Bruno gibi doğrularında ısrar edenlerde idam edilip yakılarak yok edildi.

             Bakmakla olmuyor, görerek farkına varmak gerekir. Yoksa halk ağzıyla “bakan kör” derler.

             “Hayatta en pahalı şey tecrübedir. Çünkü kazanmak için önce kaybetmek gerekir.” Diyorsanız bir doğrunuz olur.

             Bilinmeli ki bazı kayıplar da telafisiz olur...