Proje, bir soruna çözüm bulmaya ya da bir fırsatı değerlendirmeye yönelik bir ekibin, belirlenmiş bir sürede, belirli finasman ve gerekli şartlar dahilinde, önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda bir planı başlatma, yürütme, kontrol etme ve sonuçlandırma sürecidir.

 

          Son zamanlarda ilimizin on iki, Tokatın üç ilçesini ilgilendiren ve Fatsa’yı da içine alan “Bolaman Havzası Rehabilitasyon Projesi” ni Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli geçen aylarda ilimizde açıkladı. Açıklamalarına göre:

 

         “Bolaman Havzası, cazibe merkezi olacak” mış.!

 

         “Hem Ordu, hem de bölge için büyük bir yatırım olacak” mış.!

 

         “Doğal kaynaklar korunacak”mış.!

 

         “Yöre halkının ekonomik ve sosyal yaşamları iyileşecek” miş.!

 

         “Bölgede iyi tarım uygulamalarını yaygınlaştırılacak” mış.!

 

         “Bu projeyle birlikte Ordu, 50 yıl ileriye götürülecek” miş.! Ve bunlar gibi bir sürü açıklamalar.

 

         Bu projeyle ilçelere ne yapılacak.? Projede hedefler ve yapılacak işler önceden belirlendiğine göre, Fatsa’ya şunları yapacağız; Yatırım bedeli şu kadar olacak, bunlar üretilecek ya da pazarlanacak, şu kadar istihdam sağlanacak... gibi yapılacakları açıklayın. Cazibe merkezi olacak demek soyut bir kavram. Ne yapılacak da cazibe merkezi olunacak? Projelerde soyut kavramlar olmaz. Tohumda bile dışa bağımlı olduğumuz yerde iyi tarım uygulamaları nasıl başarılı olacak? Mış, miş, mış...! Bırakalım bu masalları.

 

        Yoksa maden sahaları açıp, Kurşunçalı Ormanlarının yok edilmesi de bu projenin bir parçası mı? Ya da Bolaman Havzasının islah yerine tamamen yok edilmesi çalışmaları mı? Bunların detay detay açıklanarak halkın bilgilendirilmesi gerekir.

 

        İlimizin iktidar partisi yöneticileriyle vekilleri şimdilik Fatsa ve Ünye’nin, yakın gelecekte Ordu tamamının sağlık ve çevre sorunlarının zirve yapacağını çok iyi biliyorlar ama açık olup çevreyi zehirleyen ve ihaleleri yapılmış maden sahaları konusunda ağızlarını bıçak açmıyor. Yoksa onlar başka ilin havasını teneffüs edip, başka çevrede mi yaşıyorlar.!

 

        Doğal kaynaklarımız ve sularımız çok uluslu şirketlere verildi. Bahçeler’deki altın madeni yüzünden ne ağaç, ne çevre, ne de içmeye su kaldı.! Doğal kaynakların yok olmasına neden olanlar, mişli geçmiş zaman masalları okuyor.!

 

       Boş verin Bolaman Havzası projesini, bu havzaya yapılacak en büyük iyilik maden sahalarının kapatılmasıdır. İnanın hem yanlışınızı düzeltmiş, hem de ilimizi kurtarmış olursunuz. Bunu yapamayacaksanız, sadece siyanür ve ağır metal atıklarının sebep olduğu rahatsızlıklar için devasa bir hastane yaptırarak ismini de maden mağdurları verin.! Çünkü yakın gelecekte bu havzada sağlıklı insan kalmayacak. Bunu yapmak için masrafa da gerek yok. Maden ocaklarını kapattım demek yeterli. Varmısınız...?