Son günlerde gündeme yine “ siyasi ayak” tartışmaları düştü. Bu tartışma gerçekler ortaya çıkana kadar devam eder. Peki gerçek ortaya çıkar mı? işte o da çok zor. Çünkü öküz öldü ama ortaklık bitmedi ki. Bitemez zaten o kadar grift konum var ki, nereden çeksen sökülen ve eline gelen bir ortaklık var. Onun için AKP yönetimi düğüm atarak sökülmeyi sürekli engelliyor.

 

Ana muhalef lideri Kılıçdaroğlu’nun, “FETÖ’nün önünü açan siyasi otorite FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır” açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Liderine bu açıklaması nedeniyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açarak, “FETÖ'nün siyasi ayağı Kemal Kılıçdaroğlu kendisi ve ekibidir” diyor.

 

FETÖ’yle ilgili TBMM’ne gelen araştırma önergeleri cumhur ittifakı tarafından reddedildiğine göre şapkayı öne koyup düşünmek gerekmez mi? Bir zamanlar yere göğe sığdıramadığınız ortaklarınızın yarattıkları enkaza siyasi olarak sahip çıkamıyorsunuz, hiç olmazsa başkalarına bari iftira atarak suçlamayın. Çünkü herkes Pensilvanyada el etek öpenler ile sümüklü mendiline bile kurban olanları tanıyor. Hem suçlu hem güçlüsünüz ve bu ayakların çoktan koktuğunu herkes gibi sizde biliyorsunuz ama işinize gelmiyor!

 

Arkasında emperyal güçlerin olduğu bu örgüt tabi ki heryere sızacaktır. Ancak sizin yaptığınız işbirliği ve himayeleriniz açık seçik ortada iken diğer siyasi partilerin içine sızmalar ancak partiküller seviyesindedir. Kazın ayağının öyle olmadığını herkes biliyor ama ses çıkaramıyor.

 

Adı geçtiği yerlerde onları koruyan ve onlara kara çaldırmayan AKP, FETÖ’nün siyasi ayağı değil, bedenidir, kendisidir ve ruh ikizidir. Araştırma komisyonlarını kurun, eski genelkurmay başkanları dahil komisyonun uygun gördüğü kişileri dinleyin. Bu tür işler yanıldım, kandırıldım, milat 17-25 Aralık, kasaptaki ete soğan doğramam demekle olmuyor. 2004 yılında görevde olan genelkurmay başkanı soğancı paşa bile “MGK’da alınan kararla hükümeti uyardıklarını, durumun iyi olmadığını, ancak kararla ilgili pek fazla bir şey yapıldığını görmediklerini” darbe komisyonunda söylemedi mi? Bunlara, siyasi sorumluluğu şunun, hukuki sorumluluğu bunun demek ciddiyet ve devlet yönetimiyle bağdaşmıyor.

 

Belediyelerin ve iktidarın olanaklarını Fettulah Gülen ile paylaşanların, seçimlerde pazarlık ve ortaklık yapanların “siyasi ayak Kılıçdaroğlu ve ekibi” demesi inandırıcı olmadığı gibi komedinin tam da kendisidir. Bir nevi hedef şaşırtmadır. Gerçek olan devletin halen bile cemaatlere sağladığı kıyaklar ve onlar tarafından kuşatıldığıdır.

 

Ama biliyoruz ki “ayakların baş, başların ayak olduğu” yerlerde bunlar olağan şeylerdir. Artık vatandaş bırakın bu ayakları diyor...!