Geçen hafta TBMM’de darbenin siyasi ayağının araştırılması önergesi AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. Demek ki ortada ne siyasi ayak, ne aldatan, ne de bu işlerin siyasi boyutu varmış! Ama aldatılanların olduğu ve darbe girişimcilerinin çoğunun da o makamlara siyasi referans ile oturdukları gerçek. Yalansa, koca adamları leylekler getiremeyeceğine göre ya gökten zembille indiler ya da UFO getirdi! Var olan ama araştırılması istenmeyen siyasi ayak, parti zarar görmesin diye topal bırakıldı.

      Tıpış tıpış gittikleri Pensilvanya’da eskinin hoca efendisi, şimdinin örgüt lideri önünde diz çöktükleri anı fotoğraflarla ölümsüzleştirip güç gösterisi olarak basına servis ederlerdi. Gidenlerde AKP’li vekillerdi. Fotoğraf karelerine girenlerin bir kısmı düz taban olduğundan bu dönem askere alınmadı! Bir kısmı ise iktidar  partisinin içinde olup ses çıkarmayayım diye yalın ayakla gezip, yakınlarını korumaya ve kamu vicdanını karartmaya devam ediyor.

     Arınç’ın ve Topbaş’ın damatları gibi hatırılı yakınlarını kollayan siyasi ayaklar aranıyor. O ayaklar koktu derseniz... bilemem! Ya da “Dost başa düşman ayağa bakar” ayağımıza bakıp durmayın diyorsanız, ülkenin bekası için biz başa bakanlardanız. Çünkü ayağı yürüten baştır.

     Referandum işbirlikçisinin vekili TBMM’de “FETÖ’nün tüm unsurlarıyla birlikte siyasi boyutunun da ortaya çıkarılması şarttır ve sürecin adli boyutunun sağlıklı bir şekilde işletilmesi ve doğruların ortaya çıkması önemlidir” demiş.  Doğru söylemiş ama atı alan Üsküdar’ı geçti, bay milletvekili. Bizim diyeceğimizi Mevlana demiş, “Çarpık ayakkabılar, çarpık ayağa uyar.”

     Aynı oturumda ayak bağlarından kurtulmanın rahatlığıyla, “Darbecilerin siyasi ayağı olmaz” diyen iktidar vekiline sormak gerekir; Herkes ayakkabısının vurduğu yeri bilmez mi? Ortaklık bozulunca kazın ayağının göründüğü gibi olmadığını hatırlamadınız mı?

     Darbe girişiminin siyasi ayağı açığa çıkarılmazsa ülke çok şey kaybedecektir. Balyoz, Ergenekon, vb. kumpas davalarının ayak kokusu yıllar sonra çıktı. Kirli ayakların da bir gün kokusunun çıkacağı aşikar olup o zaman ayakların taşa dolaşabileceğini unutmamalıyız. 

     Darbe girişimi bize yapıldı diyenlerin konu ne zaman gündeme gelse, beyinleriyle ayaklarının su toplaması ve Alzheimer hastaları gibi davranmaları manidardır. İki güçlü damadın tutuksuz yargılanmaları konusunda, Rahmetli Erbakan sağ olsaydı “Hadin ordan, hadinnn...” bırakın bu kokuşmuş ayakları derdi.

     Bedenin yükünü nasırlı ya da mantarlı bile olsa ayaklar taşırken, akılsız başın cezasını da ayaklar çekermiş. Ayaklar amma da talihsizken, siyasi ayakların gücü ortada.

     Başkalarının yolunda yürüyenler ayak izi bırakmaz ama herkeste ayak varken FETÖ ayaksız olamaz .