Estetik; Sanatsal yaratıcılığın, yaşam ile insanda güzel ve güzellik duygusu kavramı oluşturmayı araştıran bilim dalı olup ayrıca bu güzelliğinde insan ruhundaki etkilerini konu alan felsefe koludur. Proje ise önceden belirlenmiş bir sürede değişim yaratmayı amaçlayan bilimsel bir çalışma olup, elde edilen verilerin düzenlenerek gelecek nesillere bilgilerinin ve sonuçlarının aktarılmasıdır. Yani hizmet ile proje birbirine karıştırılmamalıdır. 

      Bizim anladığımız kadarıyla sahildeki binaların dışının boyanması proje falan değil, sahil caddesindeki görüntü kirliliğinin giderilmesidir. Boyanması ne kadar doğruysa, proje diye adlandırılması da o kadar yanlıştır. Bu hizmet sonucu ilçemizin sahil yolundan gelip geçenler, ne güzel olmuş demekte haklı olacaktır. Ancak arka caddeleri gezenlerde koltukta zıp zıp zıplayınca ve arabaları yağsız robotlar gibi gıcırdayınca göz boyandığının farkına varacaklardır. 

      Belirli bir yerdeki binaların toplu olarak boyanması bizim gibi hizmet yoksunu ilçelerde olsa olsa “Pireyi gözünden vurmak” olur ve “Buna kargalar bile güler” ifadesi de tam oturur. Hizmet yapamama sıkıntısı böyle kapatmaya çalışılıyorsa, buna boya firmaları ve işi yüklenecekler dışında taraftar bulunamaz. Kendi deyimleriyle “Nereden nereye...” Ne hale geldi, bir zamanların kıskanılan ilçesi! Yanlış anlaşılmasın bina boyamaya değil, daha acil işlerin üstünün karalanmasına karşıyım. Tek noksanımız estetikse o da olsun ama şehirden kasabaya dönüşmemizi ne yapacağız?

      Konu proje olunca; 

      -Kaldırımların bir kısmını boyayıp, araçları boyasız yerlerine park ettirme projesi yapsak!

      -Yaz mevsimiyle beraber Ayazlı’dan gelecek çöp kokularına karşı şehire helikopter ile gülsuyu püskürtme projesi yapsak!

      - Şehir içindeki çukurlara değişik renkte sıvılar dökerek ya kasisleri renklendirme ya da sazan balığı yetiştirme projesi yapsak!

      -2071’e mektup ile gelecek nesillere boyaları aktaramayacağımıza göre “ Başı gözü yarılmış” bir şehirde yıllarca nasıl yaşadığımızı aktarma projesi yapsak!

      -Ajda’yı getirip hem şarkı söyletip hemde nasıl estetik olunur söyleşisi yaptırsak!

      - Yetmez diyorsanız, harikalar diyarı peyzaj planıyla, Bolaman Akise semtindeki teleferiğin güzergahını panolara asıp “rüya proje” adını koysak ve böylece aç gözlü Fatsalıların gözünü projeye doyursak, diyorum!

      Sahildeki binaları boyayla baş göz edip, şehrin estetik sorununun çözümünü dört gözle bekleyenlerin gözü bağlı demektir. Gözünüzü dört açın, zamanında hizmetin gözbebeği olan Fatsa gözümüzün önünde eriyip gidiyor! Şehre göz kulak olmaya çalışanların söylemleri de göz ardı ediliyor. 

      On üç yıldan beri yapılan hizmetler “Kaşıkla yedirip, sapıyla göz çıkartmak” dan öteye gidememiştir. Gözünü sevdiğim Fatsa halkı, siz de duyarlı olun artık... Ölü gözünden yaş ummak gibi beklenti içine düştünüz. Proje adı verilen basit işlerle turnayı gözünden vurdurmayın. Zamanlama ve plansızlık yüzünden yazın yapılacak işleri kışın yapmaya çalışanlar işleri yüzüne gözüne bulaştırmıştır.