23 Temmuz 2024

FATBO BAŞKANI ALİ FEYZİ: “ÜRETİCİ KÖYDE OTURMAYA TEŞVİK EDİLMELİDİR”

  • PDF

 “Devlet; fındık bahçesi olanı değil, bahçesine ve mahsulüne sahip çıkan üreticiyi desteklemelidir”

Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ali Feyzi, fındık mahsulü, fındık fiyatları ve tarım konusunda gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

2016 fındık sezonunda fındık fiyatlarının herkesi mutlu edeceği seviyelerde olması beklentisi içerisindeyiz diyen Başkan Ali Feyzi, rekolte hakkında da önemli bilgiler verdi.

Ordu’da geçen yıla kıyasla bu yıl %40 oranında fındık mahsulü olduğunu ifade eden Ali Feyzi; daldaki fındığın ise küllenme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Fındık fiyatlarına ilişkin de değerlendirme yapan Feyzi: “Devlet, spekülasyonu kesmek, manipülasyonu engellemek, piyasada tekelleşmenin önüne geçmek ve belirli firmaların kartel oluşturmasını engellemek için mutlaka fiyat şu tutarın altına düşerse ben müdahale ederim demelidir” dedi.

Üreticinin köyde oturmaya teşvik edilmesi gerektiğine de vurgu yapan Feyzi; tarım alanında modernleşebilmek ve gelişebilmek için çiftçiliğin meslek haline getirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

“Bu yıl %40 oranında bir mahsul olacağını gözlemliyoruz”

2015 yılı fındık üreticilerimizin ve esnafımızın zarar gördüğü bir yıl oldu ve 2016 yılından umutlu olmak istiyoruz diyen Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ali Feyzi: “2016 yılı fındık sezonuna iki ay gibi kısa bir süre kaldı. 2016 yılından umutluyuz ve inşallah üreticimiz için bol bereketli bir sezon olur. Fındık fiyatlarının herkesi mutlu edeceği seviyelere yükselmesi beklentisindeyiz. 2016 yılı mahsulüyle ilgili birçok fındık bahçesinde incelemelerimiz oldu. Rekolte geçtiğimiz yıla kıyasla Doğu Karadeniz’de ciddi oranda noksanlıklar var. Batı Karadeniz’de ise rekolte geçen yılla aynı seviyededir. Tarım Bakanlığımız Temmuz ayının ilk haftasında 2016 yılı resmi rekolteyi açıklayacaktır. Bu bağlamda da rekolte tek elden açıklanmış olacak ve şaibelere mahal verilmeyecek. Bölgemizde geçen yıla kıyasla bu yıl üçte bir oranında fındık olduğunu gözlemliyoruz. Bazı bölgelerde bu oran yarı yarıya olarak da değişebiliyor. Hepsini ortalamaya vurduğumuzda ise Ordu’da geçen yılki fındık mahsulüne kıyasla bu yıl %40 oranında bir mahsul olacağını gözlemliyoruz. Bu %40’lık mahsulü de bekleyen büyük bir tehlike söz konudur. Fındık küllenme hastalığı ile ciddi anlamda risk altındadır. Özellikle yağlı palazlarda ciddi bir küllenme var. Net konuşamıyoruz ancak küllenen fındıklarda çürüme ya da dökülmeyle karşılaşacak olursak, rekolte yüzde yirmi oranında etkilenebilir” dedi.

“Fındık sezona başlarken kaç liradan başlıyorsa o fiyatın altına düşmemelidir”

Fındık fiyatlarına ilişkin de bir değerlendirmede bulunan FATBO Başkanı Ali Feyzi: “2004 – 2005 yılları fındık fiyatları 7.5 TL seviyelerini gördü. O dönemde dolar kuru bir lira yirmi kuruş seviyelerindeydi. Bu gün baktığımız zaman dolar 3 lira olmuş. Fındık doların üç lira olmasına rağmen dokuz lira seviyelerinde seyrediyor. Bu üreticimiz içinde inişli, çıkışlı ve çok kabul edilebilir bir durum değildir. Devlet, spekülasyonu kesmek, manipülasyonu engellemek, piyasada tekelleşmenin önüne geçmek ve belirli firmaların kartel oluşturmasını engellemek için mutlaka fiyat şu tutarın altına düşerse ben müdahale ederim demelidir. Elinde fındığını bekleten üreticimiz de rahat uyumalıdır. Fındık sezona başlarken kaç liradan başlıyorsa o fiyatın altına düşmemelidir. Çünkü rekolte sezona girmeden belirleniyor. Fındığı bekleten kazanmalıdır, fındığını bekleten üreticiye kötü gözle bakılmamalıdır.

Fındık bekleten insanlar olmasa fındık fiyatları Eylül ayında birden bire dip yapar. Fındığını Eylül ayında satan üretici de fındığını bekleten üreticiye dua etmelidir. Herkes aynı anda fındığını satarsa sistem çöker” dedi.

“Üreticimiz köyde oturmaya teşvik edilsin”

Üreticinin ürününe ve bahçesine daha fazla sahip çıkması gerekiyor diyen Ali Feyzi, doğrudan gelir desteği uygulamasını tasvip etmediklerini dile getirdi: “Biz doğrudan gelir desteğini çok tasvip etmiyoruz. Biz ürüne destek verilmesini doğru buluyoruz ama bu destekler yeniden şekillensin ve köyde oturan üreticilerimizin ürünlerine destek verilsin. Üreticimiz köyde oturmaya teşvik edilsin. Bazı kesimler İstanbul’da oturuyor, bahçeye hiç girmiyor fakat alıyor dönüm parasını, rahat bir şekilde yatıyor. Bu hem tembellik, hem verim düşüklüğü hem de kalitede düşüklüktür. Bağında bahçesinde çalışan üreticilere ekstra destek verilmelidir. Köyde oturmayana sadece ürün desteği verilmelidir. Tablo bu şekilde şekillendirilmeli ki, herkes ürününe ve bahçesine daha fazla sahip çıksın. Çok üreten çok kazansın, az üreten beleş paraya alışmasın. Doğrudan gelir desteği, maalesef üreticilerimizi tembelliğe itiyor” dedi.

“Bence sertifikalı çiftçiliğe geçilmeli ve çiftçilik meslek haline getirilmelidir”

Her geçen yıl köyden şehre göçün daha da arttığına değinen Ali Feyzi, göçlerin önlenmesi adına modern tarıma ve kayıtlı çiftçiliğe geçilmesi gerektiğini ifade etti: “Biz tarım ülkesiyiz ve bizim ülkeye döviz sokabileceğimiz ilk alan tarımdır. Çünkü biz dışarıya araba satmıyoruz, silah satmıyoruz, teknoloji satamıyoruz. Biz dışarıya bir gemi demir gönderiyoruz, onlar bize bir gemiye karşı bir konteynır cep telefonu gönderiyorlar. Katma değeri yüksek ürünler üretmemiz gerekiyor. Ama en önemlisi biz bir tarım ülkesiyiz. Tarım ülkesi olmak için de doğrudan gelir desteği vererek üretimi artıramayız. Mutlaka ürüne destek vermemiz gerekiyor. Köylerde duran aile sayısı çok az rakamlarda. Şu anda köylerde %20 oranında bir yaşam var. Ancak yazdan yaza köyü tercih eden bir bölgede yaşıyoruz. Köylerde devamlı yaşayan nüfus ise 60 yaş ve üzeri yaşa sahip. Köylerimizde hayvancılık bitmiş, tarım bitmiş ve üretim az seviyelerde. Köylümüz marketten yoğurt almayı modernlik olarak görüyor. Bu durumun artık önüne geçilmeli ve şehirden köye göç başlatılmalıdır. Köyler yaşanılır kentler olmalıdır. Bazı köylerde okullarda kapatıldığı için insanlar çocuklarını okutabilmek için mecburen şehre göç ediyorlar. Köylerdeki nüfusun artırılması için çalışmalar yapılmalı bu sayede de büyükşehirlerin yükü hafifletilmelidir. Bence sertifikalı çiftçiliğe geçilmeli ve çiftçilik meslek haline getirilmelidir. Sabah sekizde bir öğretmen okuluna nasıl gidiyorsa, çiftçi de bahçesine öyle gitmelidir. Devlet de o çiftçiyi desteklemelidir. Kayıtlı esnaflık gibi de kayıtlı çiftçilik olmalıdır” şeklinde konuştu.

YENİ HABER

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde