İstanbul ve Fetihin 563. Yılı

 AK Parti Ordu Milletvekili Ergun TAŞÇI, 29 Mayıs 1453 yılında II. Mehmet Han tarafından feth edilen İstanbul’un 563’ncı yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Taşçı açıklamasında binlerce yıl öteden, zaman üstü verilen bir müjdenin tezahürü olan fethin Türk Milletine nasip olmasının büyük bir bahtiyarlık olarak niteledi. 

Taşçı mesajında şu ifadelere yer verdi:

 “Tarih kitaplarımızda ki tabir ile “İstanbul'un Fethi”, 29 Mayıs 1453'te şehri uzun süredir kuşatan Osmanlı ordusunun şimdi İstanbul olarak bilinen, Roma İmparatorluğunun başkentinin Sultan II. Mehmed komutanlığında alınması olarak biliniyor. Bir çağ kapatıp, diğer bir çağı açması ve fetihten sonra II.Mehmet'in FATİH unvanı alması gibi ezberlerle devam ediyor.

Oysa FETİH kelimesi erbapları için 'açmak' anlamında kullanılır. Onlar gönülleri, kalpleri fethe çıkan, yüreklerin fatihleri olmak için yola çıkmışlardır. Fetih bütün insanlığa düzen ve adaletin ulaştırılması projesidir. Fetih, yeni bir şeyleri açmak, başlatmak, idrak etmektir. Hedef, idrak, gayret ve himmet ile çalışmakla mümkün olabilir. Fethin amacı, kırıp, yıkmak değildir; aksine yapmak, düzeltmektir. Çünkü bizim medeniyetimiz tahrip değil, tamir medeniyetidir.

Sayın Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan’ın da belirttiği gibi, “Biz kırmak, dökmek, üzmek için değil; yapmak, düzeltmek, birlik ve beraberliği sağlamak için varız. Gönüller yapmaya geldik.” Yani biz gönülleri fethetme derdi taşıyanlarız.

Yüreğine binlerce yıl derinliğinde Fetih Ruhu nakşedilmiş insanların yaşadığı bir coğrafyadayız. İstanbul bu ruhun hakkıyla, sevdasıyla bakan gözlerin, mesafeleri yok eden, gölgesi aranan müjdeler diyarıdır.

Fethedilecek İstanbul yok diye üzülmeyelim. Ülkemizde milyonlarca, dünyada milyarlarca Fatih’ini bekleyen gönül, İstanbul’dur.

İmparatorluğun yıkılmasından sonra, milli – manevi duyarlılığı yüksek insanlarımızda geçmişe sığınma, efsunlu tarih süslemeleri, zafer anlatıları çoğaldı. Oysa II. Mehmet Han zamanı fetih ruhu, bir işi becerebilme yetenek ve kararlılığıydı. İstanbul’un fethi, nicelerinin denediği, uğruna surlarını dövdüğü zor bir işti. Çok yiğidin kalbini süsleyen, sarılan ama bundan sıyırmış nazlı şehir.

II.Mehmet ise bu işe çok büyük bir ön hazırlıkla girişmiştir. Fetih ruhu, bu hazırlıktır bir bakıma. II. Mehmet Han’ın ‘Fatih’ olduğu süreçtir FETİH. Önce kendinizi, mahiyetinizi, erkanınızı yani milletinizi bu büyük davaya hazırlama sürecidir Fetih Ruhu. İnsan kalitesini bu kutlu amaca göre yetiştirmek, donanım, altyapı ve teknolojinizi zamanın üstüne ulaştırmaktır.

Ak Parti, milletimizin tarih sahnesindeki yerini alması için çalışıyor. Ulaşım, eğitim, teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarına verdiğimiz önem, hep milletimizin içinde barındırdığı işte bu ruhun bizlere verdiği bir misyondur. Milletlere kendilerinden önceki nesillerden yalnızca antik eserler, coğrafyalar kalmaz. Bizleri biz yapan, birleştiren, bizi bir arada tutan şey milletimizin ruhunun İstanbul Surlarını aştığı anlardır. Yüreklerimizde taşıdığımız yüce değerlerler bizi içten sarar. İstanbul’un Fethi, İstanbul kadar Konya, Diyarbakır, Maraş, Trabzon, Mersin, Van’da kutlanıyorsa, Fetih hikayesi Kahire’de, Kabilde, Halep’te, İskenderiye'de, Sülaymeniye'de, Kerkük'te, Kudüs'te, Semerkant’ta, Buhara’da, Bağdat’ta, İslamabad'ta, Fizan’da aynı heyecanı uyandırıyor, rahmetle yad edilen bir Fatih dolaşıyorsa dillerde o zaman bu millet ruhunu kaybetmemiş demektir.

1453 İstanbul’un fethinin 560. yıldönümünün bütün milletimiz için kutlu olmasını diliyor, FETİH bilincini hiç kaybetmemeyi temenni ediyorum.

Üstat Necip Fazıl'ın ifadesiyle,

‘Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar

İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim

O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.’ dediği;

‘Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.’ diye resmettiği;

‘Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale

 Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale

İstanbul benim canım

Vatanım da vatanım...’ dediği İstanbul'un kapılarını bize açarak, tarihe ‘Fatih’ olarak mührünü vuran ve bize vatan yapan büyük sultanın ve müjdelenenlerin şahsı manevisi önünde saygıyla eğiliyorum.”