24 Temmuz 2024

ÖMER ÖZERTURGUT’UN ARDINDAN

  • PDF
Multithumb found errors on this page:

There was a problem loading image file:///C:/Users/casper/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image001.jpg
There was a problem loading image file:///C:/Users/casper/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image003.jpg

Benim kuşağım da yavaş yavaş hayattan çekiliyor. Son haber, Almanya’nın Köln kentinden geçen hafta geldi. Ömer Özerturgut, kalp krizinden ölmüştü. 1944 doğumluydu ve benimle yaşıttı.

1968 ve sonrası Türkiye sosyalist hareketi hakkında az çok bilgisi olanlar Özerturgut’un adını mutlaka duymuşlardır. 45 yıldır Almanya’da yaşadığı için genç kuşaklar onu tanımazlar. 1968 gençlik hareketinin atak gençlerinden biri idi. Fen Fakültesi öğrencisi, Fikir Kulübü ve Doğu Perinçek’in başını çektiği Proleter Devrimci Aydınlık, İşçi Köylü gazetesi ve TİİKP yöneticilerindendi. 1969’da Anıtkabir’de yapılan bir mitingde platformda yer alan dernek başkanları arasında birlikte görünüyoruz.

Ömer Özerturgut sosyalist gençlik hareketi içinde adı çok duyulan biri idi ama onunla aynı siyasi kampta olmadığım için yakın bir arkadaşlığım da olmadı. Zaten 1971’de yurt dışına çıkarak Almanya’ya yerleşmiş.

7 Ocak 1998’de ondan bir telefon aldım. Şubat’ta yapılacak birkaç konferans için çağırıyordu. 15 gün sonra da 500 Mark göndererek Köln’de işlettiği Türkiye Kitabevi’nde satmak üzere Köy Enstitüleri hakkında kitaplar seçip göndermemi istedi. Benim piyasadan topladığım kitaplar ise 1.600 Alman Markı tutuyordu. Üstününü gönderdi ve biz de kitapları götürecek Ali Çevik’e bunları teslim ettik.

Firdevs Gümüş oğlu ile birlikte 6 Şubat günü Köln’e ulaştık ve Ömer’le buluştuk. Hollanda’nın Rotterdam’a kentinde, ertesi gün Londra’da bir panelde konuştuktan sonra Köln’e döndüm. Vedat Gün yol için düzenlenen bir etkinliği izledikten sonra Ömer’in mütevazı bekâr evinde sabah saat beşe kadar sohbet ettik. Aklı fikri Türkiye’deydi ve yalnız Almanya’da değil, Avrupa’nın öteki ülkelerindeki Türklere hizmet etme çabası içindeydi. Köln’de görülecek bazı yerleri gezdikten sonra beni Düsseldorf Havaalanı’ndan yolcu ettiler.

Ömer Öğretmen Dünyası’nın her sayısından 150 adet göndermemizi, bunun karşılığında bize her ay 600 Mark göndereceğini de bildirmişti. Ayrıca Sıdıka Avar’ın Dağ Çiçeklerim kitabının yeni baskısının yapılmasını isteyerek 2500 adet basılacak kitabın baskı giderini karşılayacağını, bin adedini kendisinin alacağını, 1500 adedinin ise dergiye bırakacağını söylemişti. Daha sonra dergi adedi 200’e çıktı ve Dağ Çiçeklerim için ise 4 bin Mark gönderdi.

Ömer, 1998’in Nisan başlarında yeniden arayarak, 15 günlüğüne Almanya’nın çeşitli kentlerinde Köy Enstitüleri hakkında konferanslar vermek üzere beni yeniden çağırdı. 22 Nisan’da arkadaşları Ramazan Duran ve Mustafa Bey tarafından Frankfurt Havaalanı’nda karşılandım. Ömer’in yaptığı ve özenle takip ettiği programla Mainz, Stuttgart, Frankfurt, Bielefeld, Berlin, Hanover, Köln, Gersenkirchen, Duisburg, Belçıka’nın Brüksel ketlerinde çeşitli kültür merkezleri, öğretmen ve geçlik derneklerinde ‘’Köy Enstitüleri ve Halkçı Eğitim’’ konusunda Türklere konuşmalar yaptım. Buralarda Köy Enstitüleri fotoğraf sergisi de açıldı. Bu vesile ile birçok kent, müze ve tarihi yapı gördüm. Almanya’daki Tük öğrencilerine verilen Türkçe derslerine girdim. Alman öğretmen sendikacılarla konuştum ve Alman Eğitim sistemi hakkında bilgiler edindim, Her kentte Türklerin evlerinde misafir edildim. Yeni dostlarla tanıştım. Almanların yaşamlarıyla ilgili gözlemlerim oldu. Dönüşte izlenimlerimi anlattım. (‘’Yarim Almanya’yı Mesken mi Tuttun?’’, Öğretmen Dünyası, Cilt 19, Sayı 222, Haziran 1998, s. 21-31)

Bütün bunlar, iki kez daha evinde konuk kaldığım Ömer sayesinde oldu. Ömer, eski bir Aydınlıkçıydı ama zaman zaman partisinden uzaklaşmıştı. Beni çağırdığı zaman partiye geri dönmüştü ve beni de partiye üye olmaya teşvik etti. Al Çelik de sanki beni ikna etmek için görevlendirilmişti. Otomobiliyle Belçika’dan Almanya’ya dönerken ‘’Üye olmaya söz vermezsen seni bu dağlarda bırakırım’’ diye şaka yaptı ama söz vermediğim halde bırakmadı. 5 ay sonra, 19 Ekim 1998’de Ömer’e çektiğim bir faksla istediğini yerine getirdiğimi bildirdim. Benim bu üyeliğim, parti politikalarına bazı itirazlara rağmen 13 yıl sürdü. Ömer’in üyeliğinin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum. Geçen yıl, bir iki kez bazı konularda görüşümü sordu. Vatan Partisi ile yollarını ayırmış olduğu anlaşılıyor. Partinin yayın organlarında ölümü üzerine yazılan yayınlarda Aydınlıkçılığına vurgu yapılıyor ama Vatan Partililiğinden söz edilmiyor.

Almanya’ya giden dergilerden ötürü Ömer’den 970 Mark alacağımız birikmişti. Birkaç kez istedik. Muhtemelen bir kısmını satamadığı dergilerin parasını dürüst her iş sahibi gibi tam olarak gönderdi.

Candan bir arkadaştı. Aynı zamanda kalenderdi. Türkiye devrimci geçlik hareketine olduğu kadar, Almanya’daki sosyalist Türklerin hiç değilse bir kısmını bir arada tutmak ve onların Türkiye’ye bağlılığını devam ettirmek için az hizmet etmediğini biliyorum. 
Türkiye halkına hizmetlerini burada yapmasını ve doğduğu topraklara gömülmesini çok isterdim.

Onun serüveni aynı zamanda Türkiye sosyalizminin serüvenidir. (28 Mart 2016)

(Fotoğraflardan ilki 1969'da Anıtkabir'deki mitingde Ömer Özerturgut'un da bulunduğu gençlik liderlerini gösteriyor. İkincisi 1998'de Köln'deki Ömer'in sahibi olduğu Türkiye Kitabevi'nde çekildi. Sağdaki Ömer Özerturgut)

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde