MEMUR

İdari bir sisteme bağlı olmak suretiyle kamu işlerini yapmakla yükümlü meslek gruplarına devlet memuru denmektedir.

 Devlet memurları bağlı bulundukları hizmet birimleri kapsamında, kanun ve mevzuatta belirtilen görevleri eksiksiz şekilde yerine getirmekle yükümlüdürler.

Görevleri;

• Yetkili amir bünyesinde verilen görevleri kanuna uygun şekilde yerine getirmek
• Görev yapılırken din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmamak
• Yurtdışında görev yapan kişilerin hizmeti sağlarken devletin itibarını zedeleyecek durumları yapmamak
• Bulunduğu kamu kurumu bünyesinde iş birliği içerisinde çalışmak
• Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ve yurt dışından gelen pek çok kişinin devlet ile ilgili işleme eksiksiz bir şekilde tamamlamak.

Memur tanımı kısaca yazdıklarımdır. Peki Türkiye’de memur olmak ne demek?

Yeri gelir soruşturma geçirirler, yeri gelir sürgün edilirler, yeri gelir rotasyona tabi tutulurlar, yeri gelir eşinden, çocuklarından ayrı çalıştırırlar. Fakat haklarına gelince iktidar sahipleri onları üvey evlat olarak görürler. Ücretlerini az öderler, vergiyi çok alırlar, sendikalaşmalarını engellerler, izinlerini istedikleri zaman kullandırmazlar. Geçim sıkıntısı çektikleri için izinlerinde bile köylerinde bağ ve bahçeleri ile uğraşarak kıt kanaat geçinirler.

Bunları neden yazıyorum?

Çünkü OECD raporlarına göre Türkiye’de devlet memuru sayısının birçok Dünya ülkesine göre oldukça az olduğunu görülmektedir. Bundan dolayıdır ki Devlet memurunun sayılarının yeterli olmaması zaten ağır aksak yürüyen sistemin daha da aksamasına sebep olmaktadır.

Düşünsenize;

   *Polis sayısının az olması demek güvenlik problemi oluşturmaktadır.

   *Doktor sayısının yeterli olmaması sağlık hizmetinde problem çıkması demektir.

  *Öğretmen sayısının az olması eğitim sisteminin çökmesi anlamına gelmektedir.

 *Ebelerin, hemşirelerin, gümrük memurlarının sayı yetersizliği kendi alanlarında birçok işlerin yarım kalması demektir.

*Vergi dairesinde çalışan memur arkadaşlarımız eksikliği ciddi kayıp ve kaçaklara sebep olmaktadır.

 *Kamuda çalışan diğer memur arkadaşlarımız unutuldu zannetmesin hepsi kendi alanlarında yetmeye ve özveriyle çalışan devlet görevlileridir.

Son yıllarda Devletteki küçülmek adına yapılan çalışmalarla birlikte tartışılmaya başlanan Türkiye’deki memur sayısı, farklı değerlendirmeleri de beraberinde getirmiştir.

 OECD raporlarına bakıldığında, eyaletler ve yerel yönetimlerde bulunan memur sayılarına ilişkin istatistikler, Türkiye’deki memur sayısının diğer ülkelerden fazla olmadığını gözler önüne seriyor

Bu verilere göre,

Finlandiya’da her 10 kişiden 1’i

Kanada’da her 12, kişiden 1’i

ABD ve Macaristan’da 13,kişiden 1’i

İrlanda’da 14, kişiden 1’i

Almanya ve Hollanda’da 19, kişiden 1’i

İspanya ve İtalya’da da 25 kişiden biri memur ünvanı taşıyor.

Türkiye’de ise her 30 kişiden ancak 1’i memurluk yapıyor.

Yukarıda verilen sayılar gerçek oranlar olup, ülkemizde verilen Devlet hizmetine insanımızın çok kolay ulaşamadığı görülmektedir.

Diğer bakış açısıyla Devlet yarım çalışmaktadır. Hizmeti eksik vermektedir.

Bu konunun sistem olarak bir bütün olarak ele alınması, devlet memurluğuna alınma, yetiştirilme, görevlendirilme, haklar, yetkilerin yeniden gözden geçirilmesinin uygar bir toplum yapısının oluşturulmasında önemli bir rol oynayacağı bir gerçektir.