03 Temmuz 2024

“TEHLİKE KAPIYA DAYANDI”

  • PDF

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, il genelinde yeni açılacak olan maden sahalarıyla ilgili panel düzenledi. Panelde konuşan Enerji Yüksek Mühendisi Aladdin Yılmazer, “Artık biz gelecekten, sudan, topraktan bahsedemeyiz” dedi.

ORTAK DEKLARASYON YAYINLANMALI

Ordu Ticaret ve Sanayi Odası (OTSO) Toplantı Salonu’nda yeni maden sahaları için verilecek olan ruhsat ihaleleriyle ilgili ‘Tehlikenin Farkında Mısınız?’ paneli düzenlendi. OTSO Meclis Başkanı Levent Yıldırım’ın moderatörlüğünü yaptığı panele, Ordu’daki çeşitli sivil toplum kuruluşları katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Zeki Odabaş, maden arama ve işletme ihalelerine karşı tüm sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek ortak deklarasyonla seslerini hükümete duyurması çağrısında bulundu.

 
 
 
“İHALELER 17 EYLÜL’DE YAPILACAK”
 
Devletin yapacağı ihaleler kapsamında Altınordu, Mesudiye, Ulubey ve Kabadüz ilçelerinde yaklaşık 95 bin dönüm alana maden ruhsatı verileceğini belirten Odabaş, “İlimizde 4 ilçemize bağlı 15 mahallede toplam 95 bin dönüme yakın bir alanın ihalesi 17 Eylül’de gerçekleştirilecektir. Onun için eylül ayının ilk haftalarında sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte ortak bir metin hazırlayıp, ilgili kurumlara ulaştırmayı ümit ediyorum. Tüm bu çalışmalarda verilerimizin bilimsel olmasına özen göstereceğiz” ifadelerinde bulundu.
 
 
 
“TOPRAĞIMIZI VE SUYUMUZU KAYBEDİYORUZ”
 
Enerji Yüksek Mühendisi Aladdin Yılmazer ise, Fatsa’daki maden sahasının yaratacağı tahribata dikkat çekerek, “Bizim kesinlikle altın madenciliğine ihtiyacımız yok. Fatsa havzası fındıktan yıllık olarak yaklaşık 350 milyon dolar kazanıyor. Devletin altın madeninden aldığı pay ise yıllık 9 milyon dolar. Fındıktan herkes kazanır, altın madeninde patron kazanır.  Biz Fatsa’da altın madeni için kesilen fındık bahçelerinde 5 yıllık fındık üretsek devlete vereceğimiz pay daha fazladır. Şu anda toprağımızı ve suyumuzu kaybediyoruz” dedi.
 
“ARSENİK HAREKETE GEÇTİĞİNDE YAŞAMAKTAN BAHSEDEMEYİZ”
 
Arseniğin canlı hayatına ve çevreye zararlarından da bahsederek, Yılmaz, “Arsenik doğaya o kadar zararlı bir maddedir ki, bunu sadece siyanür çözer. Bu arseniği harekete geçirdiğimizde artık biz gelecekten, sudan, toprak bahsedemeyiz. Bunlar 5 veya 10 ene bu maden sahasını işletecekler ama biz o atıklarla birlikte yaşayacağız. Yağmur yağdıkça, sel oldukça yaşayacağız.  Devlet yılda 2 milyon dolar kazanacak diye bu yapılmaz. Benim sadece yer altı sularının kaybolmasından fındığımın verimi yarı yarıya düştü” şeklinde konuştu.
 
 
“AĞIR METALLER BELİRLİ BİR DOZA ULAŞINCA BİZİ ÖLDÜRÜR”
 
Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Mehmet Aydın da, ağır metallerin belirli bir doza ulaşması sonucu canlı hayatına ölümcül etki yaratacağını söyledi. Aydın, “Madende, siyanür altını diğer metallerden ayırmak için katalizör olarak kullanılıyor. Altının haricindeki tüm ağır metaller açığa çıkıyor. Bu ağır metaller bir şekilde doğaya karışır ve asla yok olmaz. Bunlar soluduğumuz havaya, ektiğimiz toprağa, içtiğimiz suya etki edecek. Dolayısıyla bizlere ve hayvanlara zarar verecek. Ağır metaller belirli bir doza ulaşınca bizi öldürür” diye konuştu.
Haber: Ordu Olay- Kaan ÖZEL

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde