23 Temmuz 2024

“YEREL YÖNETİMLERİN MEVCUT DURUMU…”

  • PDF
CHP Fatsa İlçe Başkanlığı Danışma Kurulu Toplan-tısında CHP Fatsa Belediye Meclis Üyesi Erol Yerebasmaz’ın tespitleri dikkat çekti.
Yerel Yönetimlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Erol Yerebasmaz’ın açık-lamaları dikkatle dinlendi.
Yerebasmaz yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı; “Toplantıda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclis Üyesi Erol Yerebasmaz ise; “Belediye ; İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma, altyapı ve esnafın denetimi vb. gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgütlerdir. Belediye yönetiminin , “belediye başkanı “, “belediye meclisi” ve “belediye encümeni “olmak üzere üç organı vardır.
Ülkemizde çoğu belediyeler iktidar partisinin yönetiminde olmasına rağmen, başarılı olan belediyelerde partili başkanlarımızın yönettikleridir. Eskişehir, Aydın, İzmir, Muğla, Tekirdağ, Hatay büyükşehirleriyle, Burdur, Çanakkale, Edirne, Giresun, Kırklareli, Sinop, Yalova, Zonguldak il belediye başkanlarımız da yerel yönetimlerin başarı abidesidir. Demek ki halk fırsat verse CHP bu işlerin çırağı, kalfası, ustası değil üstadıdır.
Belediyelerde bağlı oldukları siyasi partilere, bunların siyasi güçlerine, bağlı olarak, bazı olanaklardan az ya da çok yararlanabiliyor veya yararlandırılabiliyorlar. O açıdan bakınca, belediyeleri bir bütün olarak değil, iktidar partisinin güdümünde olan ve olmayan olarak sınıflandırmak daha gerçekçi olur. Kaldı ki, Fatsa belediyesi 14 yıldan beri iktidar güdümlüdür. Ancak yöneticilerin vizyon eksikliği bu güdümlü fırsatı ilçemizde istenilen hizmetlere dönüştürememiştir.
AKP’nin genel yönetimde ki başarısızlığı, kendi yönetimlerindeki belediyelerde de devam etmektedir. Yerel yönetimler üzerinde AKP’nin ve parti teşkilatlarının “vesayet denetimi” vardır. Bu denetimler yol gösterici ve hizmetleri takip edici bir nitelikten öte, çoğu kez hiyerarşik bir iz taşımaktadır. Bu da yerel yönetimleri farklı farklı etkilemektedir. Yasal bir denetimin dışında, bazen siyasi iktidarın metal yorgunluğu adıyla “öz denetimi” de söz konusudur. İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir, Düzce, Niğde, Çorum belediye başkanlarına el çektirmeleri de metal yorgunluğu adıyla demokrasiye müdahalenin ta kendisidir.
Hükümetin uygulamaları da AKP’li belediyelere rol model olmaktadır. Kimileri Ankara’dan Cumhuriyetin kazanımı olan fabrika ve kurumları, birileri Ordu’dan, Belde otelinin yeri, Migros un arsası gibi kuponları, bizimki de boş duracak değil ya ağababalarına uyarak, Fatsa’da dükkanları, arsaları yani belediyenin para edecek neyi varsa onları satıyor.
Aziz NESİN, “İnsanlar yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur” der. Ondan dolayı sorumluluk almak adına bir öz eleştiri de yapmak istiyorum.
Biz Ordu ilinin CHP’li belediye meclisi üyeleri olarak organize olup, ortak tavırlar sergileyemedik. Ben bunların partimize büyük katkılar sağlayacağını düşündüm ve yapılmasının çok arzu ettim ama belediye meclis üyelerinin demokrasi algılarının dikkate alınmadığı kanaatine vardım.
Parti tüzüğümüzün, SİYASAL YAŞAM ANLAYIŞI başlıklı kısmında “Parti, katılımcı demokrasi anlayışıyla politikaların oluşturulmasında üyelerin, seçmenlerin ve sivil toplum örgütlerinin katkılarının alınması için teknolojik olanakları da kullanarak uygun mekanizmaları oluşturur.” Der. Belediye meclis üyesi sıfatıyla özellikle il yönetiminin katkımıza başvurarak, bizleri sürekli çalıştırarak proje ürettirmesini isterdim. İl Başkanıma ilk seçildiğinden beri birkaç kez söylememe rağmen il genelindeki meclis üyeleriyle bir toplantı yapamadık. 4 yıl boyunca, sadece üç buçuk yıl önce bir toplantıya çağrıldık.
Düşüncem şuydu; Hiç bir ilçede belediye başkanımız yoktu ama hepsi belediye başkanlığı yapacak donanımda olan meclis üyeleri vardı. Oluşturacağımız çevre, sağlık, ulaşım, eğitim vb. gibi il başkanlığının da uygun göreceği ortak komisyonlar oluşturalım. İlçelerin sorunlarını bütün meclis üyeleri olarak oralarda tartışalım ve o ilçelerin güzel uygulamalarını da başka ilçelerde gündeme getirerek kamuoyu oluşturalım ve ilçe belediye meclis toplantılarında hayata geçirmeye çalışalım.
Her ay farklı bir ilçede toplanıp halkta da bir heyecan duygusu yaratalım. Belki Ünye, Fatsa ve Altınordu gibi büyük ilçelerde çok merak uyandıramazdık ama Çaybaşı, İkizce, Çatalpınar, Çamaş, Kabadüz, Mesudiye, Akkuş ve diğer ilçelerde bir heyecan dalgası yaratabilirdik. Çoğu ilçemizde 40-50 kişinin beraber bir kahveye, lokantaya gitmesi ya da Pazar yerinde gezerek halkla sohbet etmesi halkın nezdinde “önce kim bunlar”, merakını, sonrada “ Şu partili taaa... uzak ilçeden gelmiş, helal olsun CHP'ye” olgusunu yaratabilirdi diye düşünüyorum.
Bulunduğumuz beledi-yelerin meclisine ne kadar katkı yapmaya çalışsak da azınlıkta olduğumuz için oylamalardan sonuç almamız olanaksız. Hiç olmazsa partimize gelecek seçimler için erken bir çalışma alanı yaratmış olabilirdik. Bu konuda il yönetiminin fırsat yaratmasını beklerdim. Belki de Türkiye’ye rol model olabilecek örnek bir çalışma olabilirdi düşüncesindeyim.
Mahalle muhtarları ile en azından altı aylık periyotlarla belediye meclis üyelerinin de katılımıyla toplantı yapılıp mahallelerin sorunları istişare edilebilir. Çözüm olamadığımız konuları da nedenleriyle beraber basın aracılığıyla kamuoyuna duyurabilirdik. Bundan sonraki süreçte Onur başkandan bunu bekliyorum.
 
Değerli katılımcılar;
Bir türlü gelir gider dengesini kuramamış ve borç sarmalından kurtulamamış bir belediyenin yönetimindeki Fatsa’nın içinde bulunduğu durumun özeti;
- Yerel yöneticilerin vizyonsuzluğu ve çağdışı zihniyetleri yüzünden çağdaş belediyeciliğe hasret kalmış ve kırsal ile kentsel yaşam arasına sıkışmış bir ilçe.
- Belediyeyi halkın değil de mensubu olduğu partinin gibi gören bir anlayışla yönetilen ilçe.
-Sokakların halini görünce, “Gerçekten biz belediye miyiz” sorusuna yanıt aranan bir düşünce,
-Daha en son meclis toplantısında, İller Bankasından 45 milyon kredi kullanma yetkisi alıp, geleceği de ipotek altına aldıran bir başkan,
-Şehiriçi trafiği ve otopark sorunu üç bilinmeyenli denkleme dönüşmüş bir Fatsa,
-Büyükşehir zabıtalarının seyyar satıcıları darp ettiği bir ticari ve ticani anlayış,
-Kendi iş makinalarını satıp, yerine kiralık makine ve araçlar çalıştıran bir zihniyet,
-Kültür ve sanat faaliyetleri dip yaparak, karanlığı zifiri hale getiren bir yaşam,
-Kendilerince ustalık adı verdikleri dönemde iflası çekmiş bir belediye,
- Kent konseyi bile kurmayıp şeffaflıktan kaçınan bir yönetim anlayışı,
-Sürekli ölümlü ve yaralanmalı kazalarla anılan Dolunay, Demas ve Yunus Emre Köprüsü kavşaklarının sorununu çözmekten ziyade, “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” mantığıyla hareket eden bir yapı,
-Mevsim şartlarına dikkat edilmeden yapılan altyapı çalışmaları insanları canından, esnafı da cebinden bezdirmiştir.
-Meclise gelen konuların iktidara mensup üyelerin tamamıyla “kabul etme” psikolojisine sahip olduğu ve söz istememe sessizliğine büründüğü toplantılar, Saymakla bitmeyen ve kangren haline dönüşmüş sorunlar içinde geçen süreçte, kaybeden Fatsa ve hizmetleri doğru dürüst karşılanmayıp bedel ödeyende Fatsa halkı olmuş ve “Kendim ettim kendim buldum” şarkısını artık ezberlemişlerdir.
“Eğer bir ülkede gölgelerin boyu, insanların boyunu geçmişse, o ülkede güneş batıyor” der. Kızılderili atasözünde. 
Ülkemizde ve ilçemizde güneş batmaktadır. Güneşin güvencesi de, ilçenin güvencesi de ve ülkenin güvencesi de biz olmak durumundayız.
Çağdaş yerel yönetim ilkelerinin benimsenmediği yerde çağdaş bir belediyecilik ve modern bir şehir yaratma olanaksızdır. Ciddi ve kısır çekişmelerden ve eski-yeni hastalığından arınmış, halkın güven ve itimatı nı kazanmış adaylarla çok çalışarak gideceğimiz yerel ve genel seçimlerde bu olanaksızlığı ülkemizin ve partimizin lehine çevirebiliriz düşüncesiyle saygılarımı sunuyor, sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum” dedi. 
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde