Şenol Eni ve Fatsa Varan Marketler sahibi Kerem Varan başarılı sporcu Hüseyin Pişken’e destek olmak amacıyla Antalya’da gerçekleşen spor müsabakasına katıldı. 

Şenol Eni ile konuyla ala-kalı  bir sohbet gerçe-kleştirdik. Spor, sanat, müzik, tiyatro ve diğer birçok alanda değerlerimize sahip çıkılmadığını ifade eden Şenol Eni; “Şehrimizde uygun olan bir alanda, Fatsa ve komşu ilçelerimizin de faydalanabileceği "Kültür, Sanat, Spor Kampüsü neden dizayn edilmesin?” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Şenol Eni, çocukların sosyal medya ve dijital bağımlılıklardan uzaklaştırılarak sosyal faaliyetlere yöneltilmesi gerektiğine de vurgu yaptı. 

Geçtiğimiz günlerde, vücut geliştirme sporu hocalığı yapan hemşerimiz Hüseyin Pişken  ve öğrencisi Burak Çelebi Antalya’da yapılan şampiyonada  her ikisi de kendi yaş gruplarında Türkiye 3.sü olarak Fatsa’mıza 2 madalya daha kazandırıp göğsümüzü kabartmıştı. Daha önce de Sayın Pişken’in Türkiye 1. liği  ve Dünya 8. si  dereceleri olduğunu biliyoruz. Sosyal medya paylaşımlarından sizin de Antalya’da olduğunuzu gördük. Amaç neydi, Fatsalı bir sporcuya destek vermek mi?

Şenol Eni: “Maalesef üzülerek söylüyorum bizim memleketimizde kapıda büyüyen danadan tosun olmuyor. Hüseyin Pişken gibi dünya çapında dereceleri olan bir sporcumuz var ve sayın Pişken bunu tamamen kendi imkanlarıyla yapıyor. Antalya’ya biz de kendisine destek vermek amaçlı gidince gördük ki neredeyse tüm sporcular kendi belediyeleri tarafından ya da STK’larca destekleniyor. Araç gereç, malzeme ve konaklama giderleri karşılanıyor. Ulaşım için araç ve yardımcı eleman tahsis ediliyor. Şayet başarıyı ödüllendirmeyeceksek, gençlerimizin önüne bu şekilde başarılı modelleri koymayacaksak, millet memleket adına tüm bu yaptıklarımızın ne anlamı var? Bizim, sporun her alanında yeni Hüseyin Pişken’ler çıkarabilmemiz lazım. Kişisel imkânlarla bunlar olabiliyorsa, biraz destekle neler olabilir düşünebiliyor musunuz? Hatta müzik ve güzel sanatlar gibi diğer alanlarda da gençlerimizin önüne başarılı modeller koyabilmeliyiz ve inanın bu çok zor değil. Fatsa'da ben biliyorum ki , futbol , tekvando, güreş, box dallarında profesyonel spor geçmişi olan sporcularımız, her biri kendi alanlarında Amatör  spor kulüplerinde hocalık yaparak yeterli olmayan sınırlı   imkanlarla  çocuklarımıza sporu sevdirme ve profesyonel spor kulüplerine Fatsadan sporcu kazandırma gayretindeler”. 

Peki bu noktada eksiklik nerede sizce? 

Şenol Eni: Bakın, her şey önce düşüncede başlar Yerel  yönetimlerde egemen olan anlayışın, önceliklerinin ne olduğu çok önemli bu noktada. Her alanda şampiyonlar çıkarmamak için ne bahanemiz var? Fatsa neden kültür, sanat, spor şehri olmasın? Hatta neden bu konularda öncü bir şehir olmasın? Şehrimizde uygun olan bir alanda, Fatsa ve komşu ilçelerimizin de faydalanabileceği "KÜLTÜR, SANAT, SPOR KAMPÜSÜ NEDEN DİZAYN EDİLMESİN?”

Bu konularda öncü bir şehir olmak düşüncesi çok iddialı değil mi? Böyle bir şey yerel imkânlarla nasıl başarılabilir?

Şenol Eni: “Yerel yönetimlerce tespit edilen uygun bir alanda tüm spor branşlarının kullanabileceği bir tesis yapılabilir. Bu salonlar, gerek takım sporları ve gerekse bireysel sporlar için amatör kulüplerimize ve okullarımızın kullanımına açılabilir. Soyunma odaları, duşları, ısıtma, soğutma sistemleri ile alt yapısı tam olan bir tesisleşme projesinden, bir kampüsten bahsediyorum. Hatta bu salonlar; sahne sanatları, dans, müzik, tiyatro, halk oyunları gibi farklı alanlar için de kullanıma açık olmalı ve ona göre çok amaçlı olarak tasarlanmalıdır. Kaldı ki futbol sahamız ve kapalı spor salonumuz da o bölgede zaten. Tüm bu unsurları eşgüdümlü bir şekilde koordine edip yürüyüş parkuru, bisiklet yolu ve yeşil alanlar şeklinde projelendirmek çok mu zor? Bu salonlar prefabrik yapıda, inşaat maliyetleri düşük, çok amaçlı kullanım için tasarlanmış yirmi tane salon düşünün. Günlük 2-3 bin kişiyi sirkülase edebilen bir kültür, sanat, spor kampüsü düşüncesi çok mu imkânsız? Hayır. Vakti geldi de geçiyor bile. Keşke imkân olsa da mevcut spor kompleksi ve gençlik merkezini de böyle bir kampüs projesi içinde yeniden ele alabilsek… Bu tür bir kampüs, her yıl çeşitli alanlarda şampiyonlar çıkarmaz mı? Bu da bizi, kültür, sanat, spor alanlarında öncü ve marka şehirlerarasına sokmaz mı?”

Bu sayede de gençleri, çocukların daha fazla hayatın içine karışacağı düşüncesindesiniz sanırım.

Şenol Eni; “İstiyoruz ki çocuklarımız tablet, telefonlara mahkûm olmasın. İstiyoruz ki gençlerimiz internet kafelerde ve kahve köşelerinde zaman öldürmesin. Tamam da tüm bunların olmaması için onlara ne sunuyoruz? Zihinsel, bedensel, sosyal ve ruhsal olarak çocuklarımızın ve gençlerimizin gelişimlerine yaptığımız olumlu katkı ne düzeyde yerel yönetim seviyesinde? Böyle bir önceliğimiz var mı? Çocuklarımızdan emanet aldığımız bu şehri onlara nasıl ve ne şekilde teslim edeceğiz? Çocuklarımız ve gençlerimiz için her şeyin en iyi olsun istiyoruz ama biz en iyi anne babalar ya da yetişkinler miyiz? Bu noktada kendimizi sorgulayıp ona göre projeler geliştiriyor muyuz?

Ülke ve millet olarak çocuklarımız ve gençlerimiz için, onlara daha iyi yarınlar bırakabilmek için çalışıyorsak, onların kendine yer bulabildiği, nefes alabildiği, değer verildiğini hissettiği bir şehir kimliğine geçmemiz lazım. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın ve gençlerimizin, yarın bu vatan için gerçekten teminat olmasını istiyorsak; yatırım yapacağımız alan öncelikle bu alandır. Çocuklarımız ve gençlerimizdir. Aksi takdirde, yarın Allah’a hesap verirken; “Hak yedin mi” sorusunun cevabını veremeyiz!”. 

Haber: Sümeyra ÖZCÜRE 

 

Yorum ekle

İsim (gerekli)

E-Posta (gerekli)

Başlık

Sonraki yorumları bana bildir

Yenile

Gönder

İptal