23 Temmuz 2024

“7 milyar insanın sorunları ortaktır”

  • PDF
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 9.Büyükelçiler Konferansında yaptığı konuşmada, İslam karşıtlığının, göçmen karşıtlığının artmaya başlamasıyla birlikte neredeyse Doğu Batının yeniden bu geleneksel eski alışkanlıklarına ve zihniyet dünyasına doğru döndüğünü belirterek, “Artık bir taraftan küreselleşmeden bahsediyoruz. Bir taraftan sınırların öneminin kalmadığı bir dünyadan bahsediyoruz. Dolayısıyla böyle bir dünyada hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin, grubun kendisini dünyadaki gelişmelerden uzak görmesi, onlardan kendisini soyutlayabilmesi mümkün değildir. Afrika’daki açlık kıtlık ya da çatışma, Ortadoğu’daki bir çatışma hiç şüphesiz dünyanın birçok yerindeki ülkeleri de birebir ilgilendiriyor. Tamamıyla bütün batı dışında ortaya çıkan sorunların tamamı da küresel sorunlar halini alıyor. Artık sınırların hiçbir öneminin kalmadığı bir dünyadan bahsediyoruz. Özellikle sosyal medyanın kullanılması, yüksek teknolojilerin kullanılmasıyla dünyanın neresinde ne olduysa birkaç dakika içerisinde dünyanın öbür ucundan hissediliyor, sonuçları alınmaya başlanıyor. Fiziki olarak sınırları kapatmak mümkün olmadığı gibi bu anlamda iletişim bakımından da dünyanın bir tarafının diğerine kendisini kapatması mümkün değildir” diye konuştu.
“‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyebilmeye kimsenin artık ne cesareti olmalıdır, ne de kimsenin böyle bir şansı olduğunu zannetmiyoruz”
Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
“ ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyebilmeye kimsenin artık ne cesareti olmalıdır, ne de kimsenin böyle bir şansı olduğunu zannetmiyoruz. Artık bir yerde bir yılan ortaya çıkıyorsa bu yılan dünyanın her yerindeki insanları rahatlıkla zarar verebiliyor ısırabiliyor. Hiç kimsenin batı toplumlarında bir diğerine kadar öteki bu bana karışmaz, bu benimle ilgili değildir diye görmesi mümkün değildir. Özellikle küresel terörün bu kadar büyük bir tehdit aldığı günümüzde, batı toplumların da hem de tam da kendilerinden olan hatta ikinci üçüncü nesil o ülkenin vatandaşları olanların nasıl terör gruplarıyla işbirliği içerisinde olduğu, nasıl küresel terör ağının bir parçası haline geldiği aşikardır. Dolayısıyla kapımızı kapatıp öteki bize ait olmayan diyerek, hiç kimsenin bir diğerini uzaklaştırması, bir diğerini görmemezlikten gelmesi mümkün değildir. Artık bu anlamda özellikle iki küresel tehdit üzerinde herkesin gözünü açması, herkesin bu küresel tehditlerin sebeplerini ortadan kaldıracak çalışmalar üzerine odaklanması gerekiyor. Bunlardan birisi küresel göçtür, bir diğeri de küresel terördür. Artık Suriye’de olan sadece Suriye’de, Somali’de olan sadece Somali’de, Irak’ta olan sadece Irak’ta kalmıyor. Buralardaki bütün gelişmeler önce yakın coğrafyalarını ardından bütün dünyayı ardından da bütün bu olaylara karşı duyarsız kalan çözüm üretmekte fevkalade başarısız kalan batı dünyasını da etkiliyor.”
“Sadece Suriye’de felanca örgüt var, felanca örgütler Suriye’ye yerleşti diye bakmak Suriye sorunun çözümüne hiçbir katkı sağlamayacaktır”
“Suriye krizi önümüzde açık bir krizdir” diyen Kurtulmuş, “Suriye meselesi uzun yıllar boyunca önce iç savaş, arkasından son üç yılı da vekâlet savaşı olarak geçmiş olan küresel bir sorun halindedir. Suriye meselesi oradaki terör örgütleri üzerinden dünyanın her tarafına ulaşabilen bir büyük küresel tehdit haline gelmiştir. Bu sorunun çözülebilmesi için temel nedenlerinin ortadan kaldırılması üzerine fikir yormamız lazım. Kanaatimce üç temel neden Suriye ve benzeri krizlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlardan birisi bu ülkelerdeki antidemokratik, despot, insan haklarını hiçe sayan zalim rejimlerin uzun yıllar boyunca iş başında kalması ve halkına nefes aldırmamasıdır. Bütün bunların sonucu olarak ortaya çıkan siyasi istikrarsızlıkla, halkların büyük çoğunluğunun kendilerini yönetimin içerisinde görebilecekleri bir imkana kavuşmamış olmalarıdır. İkincisi olağanüstü yüksek düzeyde ekonomik eşitsizlikler, gelir dağılımı eşitsizlikleri, toplumun az bir kısmı dışında geniş kitlelerin ekonomik süreçlerin içerisinde yer almamalarıdır. Üçüncü temel neden ise askeri işgaller, yabancı müdahaleler ve bu müdahaleler üzerinden ortaya çıkan çok büyük siyasi kaoslar ve türbülanslardır. Bunları görmeden sadece Suriye’de felanca örgüt var, felanca örgütler Suriye’ye yerleşti diye bakmak Suriye sorunun çözümüne hiçbir katkı sağlamayacaktır” ifadelerini kullandı.
“Batı dünyasının yıllar boyunca süren çifte standartlı ve ikiyüzlü davranışları da bu halkların tamamıyla kendilerini dışlanmış hissetmelerine büyük neden olmuştur, vesile olmuştur"
Batı dünyasının yıllar boyunca süren çifte standartlı ve ikiyüzlü davranışları da bu halkların tamamıyla kendilerini dışlanmış hissetmelerine büyük neden olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “İmkan olsa da şu duvara o eski resimleri asabilsek. Somoza'yla, Saddam Hüseyin'le, Kaddafi ile kol kola hangi batılı ülkelerin liderleri girdiler. 
O ülkelerin halklarının aleyhine bu ülkelerin despotlarıyla on yıllar boyunca hangi ittifakları gerçekleştirdiler. 
Bugün teröre karşı işbirliği sözleri etrafında konuşanlar, önce dönüp geçmişlerindeki bu ülkelerin ülkelerini teröre boğan bu diktatörlerin o eli kanlı katillerin nasıl işbirliği içerisinde ağırlandıklarını onların ellerindeki halklarından kaçırdıkları ekonomik imkanların batılı güçler ve şirketler tarafından sömürülmesi pahasına bu ülkelerin insanlarının nasıl baskı altında tutulmalarına göz yumulduğunu, bir hatırlamamız lazım. Bu bölgelerin insanlarının hemen hemen hiçbirisinin bu anlamda söylenecek Batılı ülkeler tarafından söylenecek dostluk sözlerine itimadı kalmamıştır. Küresel terörün ortadan kaldırılması için önce batı dünyası dünyanın geri kalanıyla adil eşit hakkaniyetçi ve halkların kararlarını esas alan bir ilişkiyi geliştirmek mecburiyetindedir. Bugün dünyadaki küresel terörün önlenebilmesi için en önemli adımlardan birisinin bu olduğu kanaatindeyim. Bunu sağlamadığımız takdirde, batı dünyası bunu sağlayamadığı takdirde hiçbir askeri çözümle terörün sona ermeyeceği aşikardır. Bu ülkelerin işgalleri iktisadi ve siyasi türbülanslar, bununla birlikte ortaya çıkan bütün bu kaos ve krizler aynı zamanda çok açık bir şekilde göç sorununu da küresel hale getirmiştir. Bu coğrafyanın insanları, Asya’nın, Afrika’nın, Latin Amerika’nın, Ortadoğu’nun insanları sadece siyasi sebeplerle değil, ayakta kalabilmek çoluk ve çocuğunu hiç olmazsa bir lokma ekmek, bir bardak temiz su içebilecek bir geleceğe taşımak için her türlü zorluğu göze alıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
“7 milyar insanın sorunları ortaktır”
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Sadece Suriye’deki siyasi krizin Türkiye’ye 3 milyondan fazla Suriyeli mülteciyi getirdiği aşikardır. Ayrıca Akdeniz ve Ege’nin sularında 100 binlerce çaresiz insanı, o Iraklı babayı hatırlayın, hanımını ve dört çocuğunu Ege’nin soğuk sularında kaybetmiş, sadece yarım bardak temiz su, yarım lokma ekmek bulabilmek için Avrupa’ya geçerken bütün ailesini kaybetmiş bir baba. Bu sorunun çözülebilmesi için sorununu temel nedenlerinin ortadan kaldırılması lazım. 
Yoksa Avrupa sadece satıhta, kabukta Batı dünyası için genel olarak söylüyorum, kendilerinin burnunun dibine gelen birkaç bin mülteci üzerinden yabancı düşmanlığı içerisinde kıvranır durur. 3-5 bin tane mülteci görünce ayakları titremeye başlar. Türkiye 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapar bu aziz milletten Allah razı olsun gık bile çıkarmaz bunlarında yaralarını sarmak için her türlü imkanını seferber eder. Bu tablonun değiştirilmesi için önce zihniyetin değişmesi gerekiyor. Doğu Doğu’dur Batı Batı’dır, birbirimizden ayrı iki dünyayız bu devir çoktan geride kalmıştır. Artık doğuda batıdır batı da doğudur. 
Dünyanın her yeri birbirinin aynısıdır. Kuzey ülkeleri güney ülkeleri belki bir takım yönetim sistemleri bakımından ayrılabilirler zenginlik ve fakirlik ölçütleri bakımından birbirinden ayrılabilirler ama inanın ki 7 milyar insanın sorunları ortaktır. Bu sorunları çözecek ortak bir perspektife kavuşma mecburiyetimiz vardır. Asırlar öncesine uzanmamız ve oradan bugünün sorunlarını çözebilmeye dair bir takım bakış açılarını elde etmemiz lazım. İspanya’ya Endülüs'e uzanmamız gerekiyor. Endülüs’te İbn-i Rüşd’ün bu batıdır diyerek bir kenara bırakmadığı, Aristo’nun kitaplarını tercüme ederek İslam düşüncesinin batı dünyasında çok canlı hale geldiğini biliyoruz. AB’nin serbest dolaşım mottosunun AB’den asırlar evvel İspanya’da Endülüsler tarafından hayata geçirildiğini biliyoruz. Doğunun ve batının hikmetini birleştirerek, orada birbirlerinin inançlarına hayat tarzlarına, birbirlerinin gelenek ve göreneklerine saygılı olan Müslüman, Hristiyan ve Yahudi topluluklarının Endülüs Emevilerinin o muhteşem zihin dünyası içerisinde nasıl birlikte barış içinde yaşadığını biliyoruz.”
Son Güncelleme: Çarşamba, 11 Ocak 2017 08:30

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde