29 Mart 2024

AK PARTİ NEYİ BEKLİYOR ACABA

  • PDF
AK Parti kulislerinde derin bir sessizlik var. İlçelerde kimin aday olacağı belli değil. Tüm dikkatler genel merkeze çevrilmiş durumda. Ancak partinin yetkili kurulları hiç oralı değil. 
Bundan dolayı saha hakimiyeti AK Partiden kopmuş durumda. Sahada muhalefet partilerinin adayları “tam saha” çalışmalarını sürdürüyor. Propagandalarını yürütüyorlar. Başarılı çalışmalar yapıyorlar. Hatta projelerini bile hazırlayan adaylar var. Fatsa’yı nasıl yöneteceklerine dair planlamalarını yapmışlar bile. 
Uzun süredir Fatsa’nın üzerinde bir ölü toprağı var. Bunu AK Parti çevrelerinden daha çok duymaktayız. Üzerimizde bir garabet örtüsü varmış gibiyiz. Memleketin haleti ruhiyesi bozulmuş. Kimse yaşadığı mahalleden, caddeden, sokaktan memnun değil. Sanki bu alanlar üzerimize üzerimize geliyor gibi. Yaşanabilir bir kent görünümünden uzak, köhne bir merkezdeymişiz gibiyiz. Bunun sebebi vizyonsuzluk, heyecansızlık, umursamazlık, vurdum duymazlık. 
Bu aymazlıklar nasıl aşılır? 
Yeni bir vizyon yaratılması gerekiyor. İddiası olan, hikayesi olan, planlaması olan, proje üreten yöneticilere ihtiyaç var. Bu yerel seçimler bu açıdan önemli. Hikayesi olanlar, umut vaat edenler ve bu hikayeye halkı inandıranlar başarılı olacak. Mahalle, cadde ve sokaklar şenlenecek. İnsanlar ufuklarında ışık görmeliler. Yaşadıkları alanlara umut dağıtmalılar.
Bütün bunlara seçmeni inandıracak adaylar yönetici seçilecekler. 
Aslında doğrusu da bu olmalı. 
Her şey beton yığınlarını çoğaltmakla olmuyor. Bakın Fatsa’nın ve ülkemizin durumuna. Gözümüzün gördüğü her yer beton yığınlarına dönüşmüş durumda. Çok mu mutlu oluyoruz beton yığınları arasında. Hiç de mutlu değiliz açıkçası. Bir inşaat furyası almış başını gidiyor. Oysa ekonomik krizin en çok vurduğu sektör inşaat sektörü oldu. Çoğu inşaat firması aradan çıkıyor. Büyük sıkıntı çekiyorlar. Çünkü yapılan inşaatlar satılamaz konumdalar. Vatandaşın alım gücü olmayınca sektörde de bunalımlı dönemler başlamış oldu. Bu kadar yoğun arzın karşılığında talep olmayınca kriz oluyor. Yazıktır, birçok firma aradan çıkıyor. 
Umarım 31 Mart yerel seçimleri yeni ufuklara yelken açmamıza da vesile olur. Beslediğimiz umutlarımızı yeşertir. Kalkınmaya yerel yönetimlerimiz de omuz verir. 
AK Partinin ilçe adaylarının açıklanması bu açıdan da önemli. Vatandaş adayın kim olduğunu öğrensin ki; yol yürüyeceği adayın arkasında şimdiden çalışmaya başlasın. Veya tercihini yapsın. Kaldı ki; aday adayları açısından her geçen gün birçok asılsız yıpranmalar söz konusu. Aday adayı olan arkadaşlarımıza da yazık. Start zaten verilmiş. Koşu başlamış. Başlama düdüğü çalınmış. O halde yarışa girecek olanı görmek hakkımız.
* * *
METİN AKPINAR
VE MÜJDAT GEZEN
Ülkemiz demokrasisi ciddi bir sınavdan geçiyor. 
Fikir özgürlüğü kavramı küfür kültürüne ve tehdit boyutuna dönüştürülüyor. 
Metin Akpınar ve Müjdat Gezer’in “Fikir beyan ediyorum” söylemlerinde  bir belirsizlik yaşadık. 
Her iki sanatçının siyasi dili çok sivri. Fikir beyanlarındaki üslupları ileri derecede ve tehditkar boyutlarda. Tabii ki bu sanatçılarımız kuşkusuz demokrasi yanlısı ve hayranı. 
Ancak demokrasi yanlısı olmaları konuşmalarında tehditkar olmalarını gerektirmez. 
Sanatçılar bu söylemleriyle ülkenin Cumhurbaşkanı üzerinden bir algı oluşturmaya çalışıyorlarsa bu son derece kabul edilemez bir davranıştır.
Cumhurbaşkanımıza atıfta bulunarak bir algı yaratıyorlar. “Her diktatör asılarak ölmüştür” söylemi üzerinden Cumhurbaşkanımıza gönderme yapıyorlar. Bu açık. 
Fakat bu beyanlarını dayandıracakları dünya üzerinde onlarca örnek gösterebilirler. Doğru; bütün diktatörlerin yaşamlarına karanlık dehlizlerde son verilmiştir. 
Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk kurallarına herkes uymalıdır. Kimse ayrıcalıklı olamaz. Demokrasimizdeki eşitlik ilkesi hepimizi aynı mesafede ilgilendirir.
Türkiye aynı zamanda demokrasi kültürü oturmuş bir kurumsal yapıya ulaşma boyutunda uzun bir yol kat etmiştir. Demokratik kültürü gelişmiş bir milletiz.  Zaman zaman bu kültürümüz belli vesayet odaklarına teslim olmuş olsa da bu vesayetten çıkmayı da başarmıştır. Yeniden tam demokrasi çizgisine yakınlaşabilmiştir. 
Türk toplumu inanmalı ki; demokrasinin dışında her hangi bir çıkış yolu yoktur. Esas olan demokrasiye sıkı sıkıya sarılmaktır. 
Herkes kullandığı üslubu algı yaratmaya dönük ortaya koymamalıdır. Bazen bütün algılar tehlikeli olabilir. 
Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’de hukuk kurallarına uymak zorundadırlar. Zaten kullandıkları üslupla ilgili hukuk karşısında ifadelerini vermişlerdir. Süreç devam edecektir. Bu kural çok savundukları demokrasinin içinde de mevcuttur. Hepimiz yargı karşısında aynı eşitlikteyiz. Yargı  A’sı, B’si, C’si gibi ayrımlar yapmamaktadır, yapıyorsa da yanlış yoldadır. 
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde