29 Mart 2024

KAÇINILMAZ SONUÇ

  • PDF
Yerel seçimlere odaklanan siyasetçiler birden bire ters köşe oldu. Hiç beklenmedik bir anda 24 Haziran 2018 Pazar günü için erken genel seçim kararı alınmasıyla toplumun bütün kesimleriyle birlikte siyasetçilerde şok yaşadı. Bunun adına belki de baskın seçim demeliyiz. Olmaz, acil seçim diyelim. 
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı üzerine alınan seçim kararı umarım ülkemiz ve milletimiz adına hayırlı olur. 
Ülkemiz gerçekten zor günlerden geçiyor. Bu seçim kararının alınması büyük olasılıkla doğru bir karar. Ekonomide ve dış politikada tehlikeli günler geçiriyoruz. Ekonomimiz yerinde durmaz hale geldi. Toplumun tüm kesimleri zamlar ve krizlerle boğuşuyor. Dış politikada ise bir savaşın içinden geçtiğimiz açıktır. 
Ülkenin girdiği bu olumsuzlukları ve bu koşullarda yönetilemez hale geldiğimizi gören Sayın Bahçeli’de bu kararın alınmasını “… kritik günlerden geçiyoruz. Bu ülke bu yükü mevcut düzende 2019 Kasım’ına kadar taşıyamaz…” gerekçesine dayandırdı. 
En kötü seçim, seçim yapılmamasından iyidir. 
Toplum nefes alır, tercihini tazelemiş olur, varsa eğer şikayet edecek gerekçelerini sandığa giderek sonlandırmış olur. Seçmenin yeni bir tercihiyle siyasetçilerde güven tazelemiş olur.
Ancak meseleye demokratik temayüller açısından bakıldığında bu seçim erken değil, baskın olamaz, olsa olsa acil seçim olacaktır.  
15 yıldır tek başına bir iktidarla yönetilen ülkemiz, MHP ile yapılan bir ittifakla yeniden koalisyonlar dönemine de geçmiş olacaktır. 
Oysa AK Parti 15 yıldır tek başına yönetimin başında olmasından dolayı almıştı seçmen desteğini. Koalisyonların veya ittifakların istikrarsızlığa sebebiyet verdiğini yine bu iktidar yöneticileri ısrarla dile getiriyor ve koalisyonların istikrarsızlığa yol açtığını beyan ediyordu.
Bırakalım acil seçimi erken seçime bile yüzde yüz karşı olduklarını açıkça belirten ittifak ortakları ülkenin gidişatını tehlikeli bulmuş olmalılar ki acil seçim kararı aldılar. 
Hatta Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan, ülkemizin bu koşullarda 2019’a kadar gidemeyeceğini, gidildiği taktirde deprem etkisi yaratacak olumsuzluklarla karşı karşıya kalınacağını samimiyetle beyan etmiştir. Yani ülkemiz bir kaotik ortamdan geçiyor. Bu açık.
Acil seçim ne getirir?
Kısa vadede ciddi bir değişiklik olmaz. Siyaset bir nevi güven tazelemiş olur, ekonomik ortamda rahatlama olmaz, zamların duraklaması olmaz, ekonomik parametreler iyimsere dönmez, olan yine garibana olur. 
* * *
Şimdi gözler partilerin göstereceği milletvekili adaylarında olacak.
Başta iktidar partisi olmak üzere diğer partilerin adayları da merak konusu.
Fatsa ilçesi olarak Fatsalıların listelerdeki sıralamaları nasıl olacak? 
Seçilebilecek sıralarda yer alabilecekler mi? 
Kamuoyu bu unsurları tartışmaya başladı bile. Çünkü süre çok az, nefes almaya bile zaman yetmeyebilir, tartışılacak ve analiz yapılacak ortam hiç olmayacak. Bir oldubittiyle listeler yapılacak ve seçmenin tartışmasına fırsat kalmayacak.
Şu an itibariyle bildiklerimizi yazmamızda fayda var.
CHP kulislerinden aldığımız izlenimlere göre mevcut milletvekili Seyit Torun birinci sıradan aday olacak. Genel merkez böyle istiyor. İkinci sıra doğal olarak Fatsalı bir siyasetçinin olmalı. Bu da ilçe başkanı olması nedeniyle Onur Çam gözüküyor. 
Onur bey aday adayı olacağını açıklıyor. 
İkinci dönem ilçe başkanlığı yapıyor. Çalışmaları ve siyaset anlayışı ilgi görüyor. 
Aslında tüm siyasi hesaplar yerel seçim üzerine kurulmuştu. İş genel seçime dönüşünce yerel seçimler için hesap içinde bulunan siyasetçiler şu an tam bir şok yaşamaktalar. 
Ok yaydan çıktı. Seçimin geri dönüşü yok. 60 gün sonra güven tazelemiş bir siyasi irade iş başına gelecek. İster mevcut iktidar, ister yeni bir siyasi yelpaze. Buna seçmen karar verecek. Aynı zamanda yeni bir sistemle yönetileceğiz. Ezberlerinizi şimdiden bozmaya hazır olun. Ülkemize hayırlı olsun. 
 
* * *
CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Pazar günü yaptığı bir hamleyle tüm siyasi dengeleri alt üst etti. 
15 CHP’li milletvekilini istifa ettirip İYİ Partiye geçmelerini sağladı. Bunu da İYİ Partinin mecliste grup oluşturup seçimlere girebilmesini sağlamak için yaptı. Çünkü İYİ Partinin seçimlere girememe olasılığı vardı. Kılıçdaroğlu bu hamlesiyle İYİ Partinin seçimlere katılmasını sağladı. Aynı zamanda bu hamle Türk demokrasi tarihine de geçecek. 
Bu oluşum siyaset çevrelerinde de gerçekten şok yarattı. Hiç kimsenin beklemediği bir oluşum gerçekleşti.  İktidar partisi ve ittifak ortağı bu hamle karşısında belki de büyük hayal kırıklığına uğradı. 
Şimdi kartlar yeniden karılacak ve yeni stratejiler geliştirilecek. 
* * *
Milli bayramlar tüm yurttaşların ortak paydası. 
Pazartesi günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladık. 
Dünyada çocuklara armağan edilmiş tek ulusal bayram.
Atatürk’ün çocuklara atfettiği bu gururu nasıl unuturuz. 
Hepimiz çocuk olduk. Bilhassa milli bayramlarda içimiz kıpır kıpır olurdu. Heyecan ve coşku dolu olurduk. Aynı duyguları yaşımız 50’nin üzerinde olmasına rağmen yine yaşıyoruz. 
Milli ve yerli olmak aynı zamanda milli bayramlarımıza sahip çıkmayı gerektirir. Son 15 yıldır görülüyor ki; Atatürk’ün bu millete armağan ettiği tüm milli değerlerimiz erozyona uğratılmaya çalışılıyor. Bu nasıl milli ve yerli politikadır. 
Hatta birçok kurumun önünden T. C. ibaresi kaldırılmaya kalkışılıyor.
Bir milletin milli değerleri nasıl unutturulur? 
Bu mümkün mü? 
Biz milli ve maneviyatımıza sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız. Ortak yaşama kültürümüzü daha çok pekiştirmeliyiz. Tersi olursa erken parçalanırız. 
Parçalanmaya dair örnekleri sayalım mı?
Libya, Irak, Suriye… 
Ne oldular? Hepsi paramparça. 
* * *
Fatsa Belediyespor futbol takımı Pazar günü yapılan Hopaspor maçı galibiyetiyle üçüncü lige yükseldi. 
18 yıldır amatör kümede mücadele eden futbol takımımız bu yılki performansıyla bir üst lige yükselmeyi başarmış oldu. 
Malatya’da yapılan maçta 2-1 galip gelerek grubunda şampiyon olan Fatsa Belediyespor, artık üçüncü ligde top koşturacak. 
Bu sonuç Fatsa’da sevinç ve coşku yaratırken, futbol alanında da bir üst ligde oynamanın coşkusunu yaşayacak. 
Bu başarıda emeği olanları kutluyorum. 
 
* * *
Ülkemizdeki inşaat yapılanmasının yüzde 60’ı imara aykırı yapılmış. Devletle ihtilaflı. Ülke genelinde 26 milyon bağımsız birim bulunuyor ve yüzde 60’ı yasa dışı durumda.   
Vahim bir durum.
Bu inşaatlara kim ruhsat verdi. 
Belediyeler. 
Kim denetliyor?
Belediyeler.
Bu kadar yüksek oranlı bir görmezlik olur mu?
Oluyormuş. 
Şimdi tüm bu kaçak-göçek işlere af geliyor. 
Ceza kesilmeyecek, yıkım yapılmayacak.. o halde yasallaştırılacak. 
Şehirlerimize ne kadar ihanet edildiğini bir anlayabilsek.
Bu kaçak-göçekten elde edilen kazançları bir hesap edebilsek. 
Kimler servet ediniyor, bilebilsek.
Tabii ki ateşe yakın duranlar, işlerini kılıfına uyduranlar, yaptıkları kaçak yapıları gizleyebilenler.
Seçime 60 gün kala büyük bir kıyak geliyor, muhataplarına hayırlı olsun. 
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde