19 Nisan 2024

İCRAAT LAFLA DEĞİL, ADALETLE OLUR

  • PDF
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman derviş’i huzuruna çağırtır ve “ Bu kuş senden şikayetçi,neden kanadını kırdın” diye sorar.
Derviş kendini şöyle savunur; “ Sultanım,ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.” Bunun üzerine Hz Süleyman kuşa döner,” Bak bu adam da haklı. sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. sen hakkını savunabilirdin. Şimdi oturmuş kolum, kanadım kırıldı diye şikayet ediyorsun.” der Kuşun kendini savunması Hz. Süleyman’ı da şaşırtır; “ Efendim, ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım, Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım”
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister.” “ kuş, haklı, hemen dervişin kolunu kırın.” diye emreder. Ancak bu emre kuş itiraz eder; “efendim, sakın böyle bir şey yaptırmayın! “ diyerek, öne atılır.” Neden? “ diye sorar Nz. Süleyman. Kuş nedenini şöyle açıklar; Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın! Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.”
Hz. Peygamber’i çağdaşlarından ayıran, ne sakallıydı ne kıyafeti… Bulunduğu kültürün insanı olarak, o çoğrafyada, diğer insanlar yaşıyorsa öyle yaşadı. tek bir farkla, Kur’an’ın emrettiği ahlak - buna evrensel ahlaki ilkeler de diyebiliriz - hayatına taşıdı
Savunduğu hiçbir değeri çiğnenmedi. Sadece Peygamber olarak değil, devlet başkanı olarak uyguladığı her icraatının temeline, hak ve adaleti koydu.
Önüne geleni itham ve tekfir ederek sözüm ona irşada soyunmuş cemaat liderlerine bakın. bağıra çağıra, hakaret ede ede, kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştirerek konuşmayı “tebliğ” zanneden ; nefsine yenik düşmüş, söyledikleriyle yaptıkları bir birbirini tutmayan bu kişiler kime tesir edebilir? “ Yapmadıklarınızı niçin söylersiniz? buyuruyor Allah. hani nerede, karıncayı dahi incitmeyen Peygamber ahlakı?
Ali şeriatı “ Dindar halkı din adına ancak, dinden geçinen, alim görünümlü din tüccarları kandırabilirdi, öyle de oldu” diyor; haksız mı?
Yukarıda anlatılan kıssa, Hz. Muhammed’den binlerce yıl önce yaşamış bir peygambere ait. aynı kaynaktan beslenen Peygamberlerin öğretileri en temel insani değerleri içerir. Hele ki “ hak” söz konusu olduğu vakit, kılı kırk yarmanın gereği ortaya çıkar, Şimdi, ”Derviş elbibesi” kelimelerinin yerine “ Müslüman elbisesi’ni “ koyalım ve Ortadoğu çoğrafyasını düşünelim. Hani nerede hassasiyet; nerede insanlık; nerede adalet? Yaklaşmakta olan tehlikeyi eski diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr . Ali Bardakoğlu haber veriyor; “ Böyle bir din anlayışının, çocuklarımız, torunlarımız tarafından nasıl karşılanacağından emin değilim. Artık yavaş yavaş yol ayırımına geliyoruz.
Çocuklarımız, torunlarımız sorguluyor, görüyor, biliyor, Bireyin olmadığı, kadın hakkı, çevre bilinci, bilgi üretimi, sosyal adalet, hukuk, özgürlük, düşünce gibi en temel değerlerin yeterince gelişmediği, sadece melankoli, sadece menkibe, gözyaşı, ötekileştirme ve öfkenin yer aldığı bir din anlatımı. İslamofobi’yi mahallemize indirecektir.” Ezcümle, oruç ibadeti, her türlü kötü hasletten kendini tutma olduğu kadar, okuma/akletme ibadetidir.
Tefekkür zamanı…..
Ne diyor Kur’an “ Ne kadar az düşünüyorsunuz.” (Neml,62) Kalın Sağlıcakla!
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde